60’LAR AVRUPA SİNEMASI

Jules et Jim (1962, François Truffaut)

“Aslında meseleler basitti. Onları karıştıran insan ihtirasıydı.”

İhtiras ve şehvet… ve neden olduğu çarpık ilişkiler. Bir tarafta, bir aşk çıkmazında kalmış iki yakın arkadaş; Jules ve Jim, diğer tarafta ise zamanının ötesinde çok özel bir ruh olan, bahtsız bir femme fatale, Catherine. Jules et Jim ile Truffaut, belki de zamansız bir filme imza atmış. Öyle ki, ne kendi zamanına ait, ne de şu ana. İnsanların kendilerine dahi itiraf edemeyeceği en kuytudaki hislerini gerçek kılmış bu işiyle, belki de en ilkel arzularımızı. Aynı zamanda ikili ilişkilerin doğasına, aşkın ve tutkunun yarattığı hezeyanlara ışık tutmuş ve geleneksel tabuları, normları ve basmakalıp ahlak anlayışını ters yüz etmiş. Böylelikle sinemada ikili ilişkilere dair kelamda bulunan neredeyse bütün filmleri ve bu filmleri çeken bütün yönetmenleri Jules et Jim ile etkilemeyi başarmış, eseri bir türün önde gelen filmi olmuş. Zamansız bir film olmak böyle bir şey.

Diğer Yazılar: Metin Kaçar
Buh-Ning (Burning)
METAFORLARIN GÜCÜ ADINA Cannes ödülleri bir nevi sezonun iddialı filmleri hakkında ipucu...
Devamını Okuyun
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir