60’LAR AVRUPA SİNEMASI

Au Hasard Balthazar (1966, Robert Bresson)

“İyi sinema yapmak için bir eşek, yüz kadar koyun, bir de saydam kız yeter! tek şartla: eşek, kameranın önünde duracak.” der Bresson. Öyle de olmuştur. Bresson, bir kız ve bir eşekle hayatı sığdırmıştır kadrajına. Bir hayvanla bir insanın kaderi bazen aynıdır. Balthazar’ın zincirleri vardır, ondan istenilenleri yapmak zorundadır. Belki bunun için doğmuştur. Marie’yi de yaşadığı yere hapseden şey görünmeyen zincirleridir. Kaçmak ister; zincirlerinden kurtulmak, özgür olmak. Fakat özgürlük için bedel ödemek zorunda olduğunu bilir. O yüzden bu sıkışmışlık hissinden kurtulmak için kendi ruhundan bile vazgeçer. Bresson, Au Hasard Balthazar için gerçek oyunculara, ışıldayan caddelere ve kalabalıklara gerek duymaz. Hayatı anlatabilmesi için ‘rastgele’ şeyler gerekir. Rastgele bir kız kadrajı doldurur, rastgele bir eşek; dünyanın pek çok yerinde aynı kaderi yaşayan rastgele hayatlar. Bresson, sinemanın en büyük yönetmenlerini boşuna etkilememiştir, bir sihir gibi işler sineması., etkisi ise bir ömür sürer.

Diğer Yazılar: Metin Kaçar
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir