The Evil Dead (1981), usta yönetmen Sam Raimi’nin ilk uzun metrajlı film denemesidir. Film, gösterime girdiği ilk aylarda ‘’Book of the Dead’’ adıyla gösterildi. Daha sonra, Raimi, yapımcı Irvin Shapiro ile tanıştı. Shapiro, filmin adının ‘’The Evil Dead’’ olarak değiştirilmesini önerdi.
Irvin Shapiro, aracılığı ile film, 35. Cannes Film Festivali’nde (1982) yarışma dışı olarak gösterildi. George A. Romero ve Stephen King gibi dönemin korku ustaları filmi çok beğendi. Stephen King, Kasım 1982’de, The Twilight Zone Dergisine ‘’The Evil Dead‘’ hakkında geniş bir yazı kaleme aldı ve ‘’1982’nin en acımasız, vahşi korku filmi’’ olarak nitelendirdi.
Konu
Beş yakın arkadaş; Ash (Bruce Campbell), Cherly (Ellen Sandweiss), Linda (Betsy Baker), Shelly (Teresa Tilly), Scott (Richard DeManincor) hafta sonu tatili için şehirden uzak bir ormanda kiralık bir kulübe tutarlar. Kulübenin mahzeninde buldukları bir ses kasedini dinlemeleri sonucunda ormandaki kötülüğü ‘’iblisleri’’ uyandırırlar ve şafak vaktine kadar ruhları tek tek ele geçirilir.
Analiz
Filmin geneline baktığımızda ‘’Possession’’ bir ele geçirilme durumu var. Şeytani varlıklar çoğunlukla hassas ve zayıf kişiliğe sahip insanların ruhlarına yönelirler. Bu insanları manipüle etmek, ele geçirmek çok daha kolaydır. Açılış sahnesinde bize Cheryl’nin biraz sorunlu ve tuhaf bir kişiliğe sahip olduğu gösteriliyor. Nitekim filmde de ruhu ele geçirilen ilk karakter Cheryl oluyor. Film ilerledikçe Cheryl’nin üzerinde gerçekleşen tuhaflıklara tanıklık ediyoruz. Örneğin; tek başına oturmuş duvar saatinin resmini çizerken birden elinin kontrolünü kaybederek kağıda şeytani görünümde bir kitap (Necronomicon) çiziyor, mahzenden gelen tuhaf sesler duyuyor, ormanın içinde bir ses ya da bir şey gördüğünü sanarak ormanın içinde dolaşıyor ve burada ağaçlar tarafından vücudu ele geçiriliyor. Bu sahne, filmin en dehşet verici ve vurucu anlarından biri oluyor. Bu noktadan sonra Cheryl, gördüklerini ve yaşadıklarını arkadaşlarına ve erkek kardeşi Ash’e inandıramıyor. Bir süre sonra da ruhu tamamen ele geçiriliyor. Küçücük kulübenin içinde hem izleyici hem de Ash için bol kanlı, vahşet dolu, kusmuklu, kahkahalı, sinir bozucu bir mücadele başlıyor. Ash, başlarda cesareti olmayan pasif bir karakter gibi gösterilse de sonrasında korkusunun ve şaşkınlığının yerini daha mücadeleci bir karaktere bırakıyor. Ash’in yaşadığı dehşet karşısındaki duruşu, devam filmlerinde; Dead by Dawn (1987) ve Army of Darkness’da (1992) daha güçlü ve savaşçı bir karaktere dönüşüyor.
Film, splatter/gore, tutkunları için müthiş bir seyir zevki sunuyor; çivi gibi bacağa saplanan kalem, balta ve kürek ile parçalanan kafalar, bedenler vahşetin bütün öğelerini gözler önüne seriyor.
Not:
Kulübenin bir mahzeni yoktu. Mahzen sahnelerinin çoğu yapımcı Rob Taper’nın Michigan Marshall’daki ailesine ait çiftlik evinin taş mahzeninde çekildi. Mahzenin son odası ise Sam Raimi’nin evinin garajında çekildi.
Stil-Teknik
Görüntü yönetmeni Tim Philo ve yönetmen Sam Raimi oluşturdukları görsel anlatı ile oldukça başarılı bir teknik ortaya çıkarıyorlar. Film, şeytani varlığı bize hiçbir şekilde göstermiyor. Bunun yerine kötülüğün gözünden son derece etkili ve hareketli kamera açıları kullanılıyor. Rüzgarın ürkütücü sesi eşliğinde ahşap panjurların hızla açılıp kapanması, Ash’in duygu durumundaki yoğunluğun 45 ve 180 derecelik eğik ve ters açılar ile gösterilmesi, hızlı ve yakın planlardaki yaratıcı kamera açıları ile oluşturulan tehditkar atmosfer, Sam Raimi’nin kendine has korku stilini ortaya çıkarıyor.
Ayrıca, filmin makyaj efektleri ve stop-motion’u Tom Sullivan tarafından yapıldı. Kötülüğü simgeleyen makyajlar gerçeklikten biraz uzak olsa da deadites/ölülerin eridiği sahnedeki stop-motion oldukça başarılı ki bu filmin kurgusundaki en karmaşık ve uğraştırıcı bölümdü.
The Evil Dead’in Prototipi: ‘’Within the Woods’’
Sam Raimi, 1978’de, ‘’The Evil Dead’’ filmine para toplamak ve yapımcılara iyi bir korku filminin nasıl yapılacağını göstermek istedi. Bunun için de benzer bir hikayeye sahip olan ‘’Within the Wood’’ adlı kısa filmini çekti. The Evil Dead serilerini sevenler, Raimi’nin bu kısa ve ürkütücü filmini mutlaka izlemeliler.