ENİGMA

Benedict Cumberbatch ve Keira Knightley’in başrollerini paylaştığı The Imitation Game, matematikçi Alan Turing’in II. Dünya Savaşı sırasında Almanların kullandığı Enigma adlı kodu ekibinin de yardımı ile kırmaya çalışmasını konu alıyor.

Yazının bundan sonrası film ile ilgili detaylı bilgiler içermektedir

Bilgisayar biliminin kurucusu sayılan Alan Turing, II. Dünya Savaşı’nda oynadığı önemli rol ile tanınan bir İngiliz matematikçi. Eşcinsel kimliği sebebiyle, zamanın İngiliz yasaları dahilinde cezaya çarptırılan Turing, ne yazık ki değeri ölümünden sonra bilinen ve onurlandırılan bir bilim insanı. Bugünkü modern bilgisayarların atası sayılan makinenin tasarımını yapan Turing, bir kriptolog olmasının yanı sıra, aynı zamanda oldukça başarılı uzun mesafe koşucusu. Çalıştığı yerden 40 km. uzaklıktaki Londra’da yapılan toplantılara gitmek için koşmayı tercih eden Turing’in, saygı duyulası bir hayat yaşadığını düşünüyorum.

Turing’in hayat hikayesi sayılabilecek The Imitation Game, seyirciyi kendinden koparmayan başarılı bir biyografi.  Son yıllarda adını sıkça duymaya başladığımız yetenekli oyuncu Benedict Cumberbatch’a Oscar adaylığı getiren başarılı performansı ile güçlenen film; oyuncu seçimi açısından benzer biyografi uyarlamaları arasından sıyrılmayı başarıyor.

Daha önce beyazperdede Julian Assange’ı canlandıran ve yıldızı TV dizisi Sherlock ile iyiden iyiye parlayan Cumberbatch, yine kendinden emin ve çok zeki bir adam rolü ile çıkıyor karşımıza. Abartısız ve dengeli oyunculuğu ile göz dolduran aktör, Turing rolü ile çok net ve temiz bir performans koyuyor ortaya. Son dönemde rahatsızlık verici derecede abartılı ve ödül alma amaçlı olduğu her halinden belli olan, oyuncunun en üst performansı göstermeye çalışırken kendini harcadığı oyunculuklar yanında, Cumberbatch inandırıcı ve derinlikli bir karakter yaratıyor.

Oyunculuklar konusunda iyi performanslar barındıran film, kurgu konusunda o kadar şanslı değil maalesef. Filmde zaman akışı doğrusal gidiyor gibi görünse de, araya giren geri dönüşlerle yapılan kesintiler bir miktar dikkat dağıtıcı oluyor. Özellikle matematik/kriptoloji gibi formel bilimlerin ön planda olduğu sahnelerden bir anda Turing’in çocukluğuna dönen sahnelerdeki keskin geçişler ve bu sahnelerin filmin tema rengine uygun olmayan görüntüleri, genel bir tutarsızlık hissi veriyor. Aynı şekilde odak noktasını film içerisinde bana göre üç kez değiştiren senaryo da bu tutarsızlık hissiyatını güçlendiriyor. Tüm bu problemlerini baştan sona güçlü performanslar ve başarılı dönem ortamları ve kostümleri ile telafi etmeyi başaran Imitation Game, sinema tarihinde muhtemelen kendine üst sıralarda yer bulamayacak olsa da, Alan Turing’in hayatını anlatıldığı ve bilindiği gibi aktaran izlenesi bir biyografi.

Not: İyi taklitleri (özellikle Alan Rickman taklidi) ile bilinen Benedict Cumberbatch’in MTV için oynadığı “taklit oyunu” (imitation game) videosu bir hayli eğlenceli. Buradan izleyebilirsiniz.

İyi seyirler.

Diğer Yazılar: Demet Başpınar
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir