Sinirli, ahlaksız, pervasız, hapiste geçirdiği 12 yıl nedeniyle seks düşkünü Dom Hemingway. Açılış sahnesinden itibaren nasıl bir karakterle karşı karşıya olduğumuz çok belli aslında. Filmi izlerken ‘Bu sene Oscar’a aday erkek oyuncular kimlerdi? Jude Law niye yoktu ki?’ dedirtecek kadar iyi bir oyunculuk, ancak birbirinden kopuk sahneleri ve öylesine yazılmış izlenimi veren bir senaryoyla Jude Law’ın bu filmde ne işi var dedirtecek bir film.
Az önce de belirttiğim gibi daha açılış sahnesinde nasıl bir karakter izleyeceğimiz belli. Bol küfürlü, hatta üç kelimeden ikisi ‘fuck’ olan bir oral seks sahnesi. Sonrasında hapisten çıkan, zincirlerinden kopmuş bu çılgın adamın yaptıkları çok büyük sürpriz değil. Hapse girdiğinde yarım kalan tüm işlerini tamamlamaya kararlı bu adamın, bu işleri tamamlarken başından geçenlerle dolu bir film Dom Hemingway. Buraya kadar her şey normal. Üstelik kullanılan renkler, mekanlar, kıyafetler ve Jude Law’ın gösterdiği performansla film acaba sonunda ne olacak diye merak ettirdi. Ancak başıyla uyumsuz, sevgi kelebekleri uçuran finaliyle, kendisine ayırdığım zamanı sorgulatan bir film ne yazık ki.
Hapse girmeden önce kasa açma konusunda ilk akla gelen isim olan bir hırsızın hikayesini trajikomik anlatabilirsiniz ama bir anda filmin gidişatına aykırı bir final yapıp izleyicilerin ne olduğunu anlamadan koltuklarından kalkmalarını sağlamanız başarı olarak açıklanamaz. Dom Hemingway, Jude Law dışındaki oyuncular, yönetmen, sanat ekibi ve prodüksiyonuyla iyi iş çıkarmak için emek harcamış bir yapım. Jude Law’ın ekstra performansı da cabası. Ancak senaryo tabiri caizse bir çuval inciri berbat etmeyi başarmış.
İngiliz aksanına karşı ayrı bir sempatiniz varsa, plansız çılgın bir adamın başından geçen bir hikaye sizde merak uyandırıyorsa ve her yaşta ayrı bir karizmaya sahip Jude Law’ın oyunculuğunu merak ediyorsanız Dom Hemingway’i izlemenizde bir sakınca yok. Tabi sıkılmayı baştan göze almak şartıyla.
