Robert Duvall ve Robert Downey Jr.’ın başrollerini paylaştığı The Judge, komedi filmleri ile tanınan yönetmen David Dobkin’in son filmi.
Film Hank Palmer isimli başarılı bir avukatın, annesinin ölümü üzerine çocukluğunu geçirdiği ve çok uzun süredir uğramadığı kasabaya gerçekleştirdiği ‘geçici’ ziyareti ile açılıyor. Bu sahnelerde çizilen aile resmi, çoğu Amerikan aile komedi-dram filmlerinde kullanılan stereotipleri çıkarıyor önümüze. Oğullarına her daim sert davranmış ancak çevredeki herkes tarafından saygı duyulan otoriter bir baba, babalarına olabildiğince mesafeli kalmak zorunda kalmış üç erkek kardeş ve ailenin toparlayıcı rolünü oynayan, ölümüne herkesin üzüldüğü müşfik anne. Açılışında ilerleyen dakikalarda neler olacağına dair çok net ipuçları veren film, bu konuda hiç şaşırtmıyor sizi. The Judge, genel itibariyle alıştığımız hikaye kurgusunda devam eden ve bulunduğu kalıpları yıkmak için hiç uğraşmayan bir film. Yönetmenin bu durumu ustalıkla kabullenip iyi çekimler, diyaloglar ve oyunculukları da kullanarak avantaja çevirdiğini görüyoruz.
Genel çerçevede klasik bir komedi-dram filmi olarak devam eden ve sonuçlanan filmde oyunculuklar olabildiğince iyi. Robert Downey Jr. yine zengin, dahi, hazırcevap ve yakışıklı adam rolünde, ve yine rolünün hakkını veriyor. Ben açıkçası artık Downey’nin özel hayatında da bu tarz bir adam olduğunu düşünmeye başladım. Robert Duvall’ın inandırıcı otoriter baba rolü ve Downey ile karşılıklı uyumları ise oldukça iyi. Yan rollerdeki oyunculuklar da filmi oldukça ileriye taşıyan etmenlerden. Senaryo bazı yerlerde sıkıcılaşıyor ve dediğim gibi beklenmedik bir şey sunmuyor. Ancak sıradan bir senaryonun iyi çekimler ve iyi oyunculuklarla izlenebilir hale dönüştüğünü görüyoruz.
The Judge, Downey Jr. hayranlarını memnun edecek ve haftasonu keyifle izlenebilecek bir yapım.
İyi seyirler.