David Fincher’ın 2010 yılında vizyona giren filmi The Social Network, konusu itibarıyla her ne kadar karakteristik bir David Fincher filmi olarak gözükmese de olay örgüsü ve işleyişi açısından örnek gösterilecek bir Fincher filmidir.
Film, Ben Mezrich’in “The Accidental Billionaires: The Founding of Facebook, A Tale of Sex, Money, Genius, and Betrayal” isimli eserinden Aaron Sorkin tarafından senaryolaştırılarak David Fincher tarafından beyazperdeye uyarlanır. Başrollerinde Jesse Eisenberg (Mark Zuckerberg) ve Andrew Garfield (Eduardo Saverin)’ın rol aldığı The Social Network oldukça yakından tanıdığımız ve her gün onlarca kez ziyaret ettiğimiz Facebook’un kuruluşunu ve ilerleyen süreçte kurucu ortağına “kazık atan” Zuckerberg’e açılan milyon dolarlık davayı konu alır.
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ile ilgili bilinen veya inanılan neredeyse her şeyi alt üst ederek kitlelerin hem platforma hem de kurucusuna bakış açısını değiştiren film, yanlış ellerde harcanmadan Fincher’ın dokunuşlarıyla modern bir klasiğe bürünüyor. Özenle yazılmış senaryosu, muazzam diyalogları, karanlık atmosferi ve müzikleriyle övgüyü çokça hak eden filmin başarısındaki en büyük pay ise hiç kuşkusuz ki kurgusundadır. Öyle ki, Fincher’ın verdiği bir röportajda kurgu odasındaki seçenekleri artırmak adına tek bir sahne için sayısı 200’e varan farklı çekimler yaptığı biliniyor. Nitekim, Akademi ödüllerinde 8 dalda Oscar’a aday gösterilen film, “En İyi Kurgu” da dahil olmak üzere üç kategoride ödüle layık görülmüştür.
Bu yazı FilmLoverss yazarlarından Utku Ögetürk tarafından özel olarak yazılmıştır.