Bir olaya taraf olan dört kişi ve bu kişilerin anlattığı dört farklı hikaye. Rashomon, Kurosawa’nın düşük bütçeyle ortaya çıkardığı başyapıtlardan. Toplam sekiz oyuncu ve üç belirgin mekanın kullanıldığı film (ormanda olayın yaşandığı açıklık, davanın görüldüğü yer, anlatıcının olayı anlattığı kapı) yönetmeninden oyuncularına, çekim tekniklerinden senaryosuna sinemanın tüm unsurlarının en doğru şekilde bir araya geldiği bir yapım. Açılış sahnesinden itibaren seyirciyi beklentiye sokmayı başaran Rashomon, arka planda yağan şiddetli yağmurla birlikte anlatıcıların dehşet dolu gözlerinde biriken hikayenin ne olduğunu merak ettiriyor. İhanet, haysiyet, namus, onur gibi kavramlar her hikayede farklı şekillerde sunuluyor. Her seferinde kimin haklı olduğunu sorgularken buluyorsunuz kendinizi.
Uzakdoğu sinemasının en önemli yönetmenlerinden Akira Kurosawa, Rashomon’da insanlığı sorguluyor. Yönetmen seyirciye neyin gerçek olduğunu değil, karakterlerin anlattıklarını sunuyor sadece. Neye inanıp neye inanmayacağınız tamamen sizin tercihinize kalıyor. Karakterler hikayelerini anlatırken doğruların ve yalanların yanı sıra bilinçaltlarında yatan duygularını da yansıtıyorlar. Hangi hikayenin doğru olduğu bir süre sonra önemini yitiriyor, asıl önemli olan kişilerin anlatımlarında kendilerine biçtikleri roller oluyor. Filmin özünde ortaya çıkan ise yalanlarla kendi zaaflarını kapatmaya çalışan insanın zayıflığı. Belki kendi yalanlarına dahi inanan, sadece kendi çıkarları için savaşan güçsüz insan.
Kadının alt sınıf varlık olarak gösterildiği erkek egemen anlatılara oldukça alışığız. Oysa Kurosawa sadece buna da değinmiyor, kadının kendisini toplumda yerleştirdiği konuma yine kadının bakış açışıyla da bakıyor. Yani sadece, kadına fikrini sormadan onun için dövüşen, istediği zaman tecavüz eden, istediği zaman terk eden erkek sorgulanmıyor, aynı zamanda kadının kendisini erkek karşısında konumlandırdığı yer de gözlemleniyor.
Kurosawa sevenlerin yakından tanıdığı Toshiro Mifune yine çılgın bir karakterle ve tüm doğallığıyla filmin en önemli ögelerinden birisi. Yedi Samuray filminde de en dikkat çekici oyunculukları sergileyen Toshiro Mifune ve Takashi Shimura, dört yıl önce çekilen bu filmde tıpkı Yedi Samuray’da olduğu gibi filmin lokomotifi oluyor ve Kurosawa’nın anlatmak istediklerini ekrana yansıtmasına destek oluyorlar. Toshiro Mifune’nin doğal çılgınlığının yanı sıra ormancı rolündeki Takashi Shimura’nın tüm olanlar karşısındaki şaşkın bakışları seyircideki merak duygusunun artmasını ve filmi daha gerçekçi bulmasını sağlıyor.
Rashomon, Uzakdoğu sinemasını dünyaya tanıtan yönetmen Akira Kurosawa’nın tüm dünyaya bir armağanı aslında. Hangi kültüre ait olursa olsun insanlığın en temel yanlarını ortaya çıkartan Kurosawa sinema tarihi boyunca unutulmayacak bir başyapıta imzasını atmış durumda. Siyah beyaz sinema klasiklerini seven birisi olarak izlenmesini ısrarla tavsiye ettiğim yapımlardan.