FRANK

2014 yılında gösterime giren Frank, son zamanlarda ülkemizde de adından sıkça söz ettirmeyi başardı. İşlediği konunun farklılığı, filmin adının da sahibi olan başroldeki Frank karakterinin sıra dışılığı bizi filme çeken yönlerden bazıları.

Frank, oldukça farklı tarza sahip olan bir İngiliz filmi. Zaten film her geçen dakika bize bir İngiliz filmi izlediğimizi hatırlatıyor. Ama gerçekten eğlenceli ve komik bir İngiliz filmi olmayı da başarıyor.

Başroldeki Frank karakterinden adını alan film, bize o karakterin iç dünyasını, yaşam tarzını, ilginç hareketlerini öğrenmemiz için her şeyi veriyor. Zaten filmi izledikten sonra Frank’i tanımış ve bir nevi onu anlamış da oluyoruz.

Film, Jon adındaki genç bir müzisyenin tesadüfen tanıştığı bir müzik grubuyla geçirdiği bir yılı konu alıyor. Jon Burroughs, oldukça sıkıcı ofis hayatında, günlük yaşamın ufak ayrıntılarından yaptığı bestelerle müziğini ortaya çıkarmaya çalışan birisidir. Bir gün beklediği mucize ayağına gelir. Soronprfbs isimli müzik grubuna klavyeci olarak katılmıştır. Birlikte albüm kaydı yapmak için gittikleri İrlanda’da bir yıl geçirirler. Jon ise grup üyelerinin sıra dışılıklarıyla her an savaş halindedir. Aklındaki en büyük sorulardan biri ise Frank’in maskesinin altında sakladığı yüzdür. Frank’i kendine bir nevi idol haline getiren Jon, onun ve grup üyelerinin hareketlerinin her anını videoya çekip Youtube’de paylaşmaktadır. Böylelikle piyasa yapacaklarını düşünmektedir. Ayrıca Twitter üzerinden de birçok şey paylaşan Jon, her türlü sosyal medya ağını kendi ve grubun popülaritesini arttırmak için bir yol olarak görmektedir. Düşündüğü gibi olduğunda ise Amerika’nın ünlü müzik festivallerinden “South by Southwest”e çağrılırlar. Ama iyi başlayan Amerika seyahati bir anda Jon’un düşündüğünden uzak yerlere gidecektir.

İngiltere’de başlayıp Amerika’ya kadar uzanan filmde başroldeki Frank karakterine hayat vermesi için Michael Fassbender seçilmiş. Film boyunca taktığı büyük maskeyle o kadar özdeşleşmiş ki bu tercihin ne kadar doğru olduğunu da görüyoruz. Vücut dili ve hareketleriyle müthiş bir performans ortaya çıkarmış. Domhnall Gleeson ve Maggie Gyllenhaal ise canlandırdıkları karakterlerle ne kadar muhteşem oyuncu olduklarını bir kere daha ispatlamışlar. Özellikle Maggie Gyllenhaal’in hayat verdiği Clara karakteri, tekinsizliği ve agresifliğiyle bizi etkilemeyi başarıyor. Genel olarak karakterlerin tümünde film boyunca bir gizem havası hakim. Hiçbirinin hayatı hakkında bir şey bilmiyoruz. Domhnall Gleeson’un canlandırdığı Jon karakteri sayesinde bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz ama bu da yeterli değil. Herkesin kendi problemleri var ve grup üyelerinin böyle olması da grubun şarkılarının değişikliğini kanıtlıyor.

Jon’un film boyunca tweet atması ve Frank’in maskesinin altındaki gülümseme şekillerini konuşma yoluyla belirtmesi bir tür sosyal medya eleştirisi olarak da algılanabilir. Bizim hakkımızda, düşündüğümüz şeyler hakkında hiçbir şey bilemezler sadece söylediğimiz şeylere tanık olurlar tarzı bir eleştirinin filmde yer aldığını düşünüyorum.

Film, bizi şaşırtan sahneleri de dahil olmak üzere genel olarak durağan geçiyor, son sahnelerindeki yavaşlığıyla da bu ivmesini kaybetmiyor. Ama sıkıcı bir film olmadığını söylemekte yarar var. Hatta tam anlamıyla sevimli bir İngiliz filmi olarak karşımıza çıkmış.

Frank filmi aslında The Freshies grubundan ilham alınarak çekilmiş bir film. O grubun günümüze uyarlanmış hali de diyebiliriz. Genel anlamıyla müzikal yoğunluğun yaşandığı filmlerden biri. Bu tarz filmlerden hoşlanan herkesin seveceğini düşünüyorum. Kısacası kendi adıma, ben bu filmi suratımda ufak bir gülümseme ile izledim ve sizin de öyle izleyeceğinizi umuyorum. Bence bu film, ne kadar sıradan bir konunun ne kadar farklı ve eğlenceli bir filme dönüşeceğine dair güzel bir örnek çıkarmış karşımıza. Filmin yönetmeni Lenny Abrahamson ise bir kere daha yarattığı karakterlerle adından sıkça söz ettirmeyi başaracak gibi duruyor.

Bu yazı FikriSinema ekibine yeni katılan Ekin Bölükbaşı tarafından kaleme alınmıştır.

Diğer Yazılar: Ekin Bölükbaşı
TEMMUZ SOĞUĞU
We Are What We Are, Mulberry St., Stake Land gibi filmleriyle tanıdığımız...
Devamını Okuyun
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir