CANAVARLAR

YAŞAM DÜELLOSU

Prömiyerini 75. Cannes Film Festivali’nde yapan As Bestas, İspanyol yönetmen Rodrigo Sorogoyen’in altıncı uzun metrajlı filmi. Daha önce “Madre” ile En İyi Kısa Film dalında Oscar’a aday gösterilen ve “Que Dios nos perdone”, “El Reino” gibi filmleriyle birçok ödül alan Sorogoyen, yaşamsal mücadeleyi karşıtlıklar üzerinden ele aldığı bu yeni çalışmasında, şiddetin yıkıcı sonuçlarını sağduyunun yapıcı gücüyle bütünlüyor. Kültürel ve sınıfsal farklılıklar, yabancı düşmanlığı, insan doğasının öngörülemezliği, adalet arayışı ve şiddetin sonuçları hakkında can yakan acımasız bir hikaye anlatıyor.

Galiçya kırsalına taşınan Fransız bir çifti konu alan As Bestas, eşiyle beraber İspanya’nın ücra bir köyü olan Santoalla’ya yerleşen Martin Verfondern’in gerçek yaşam öyküsüne dayanır. Santoalla adıyla 2016 yılında belgesel filmi çekilen bu cinayet vakası, Rodrigo Sorogoyen ve Isabel Peña ikilisine esin kaynağı olur. Bu karanlık hikayeden doğan As Bestas, açılışını “Rapa das Bestas” geleneğiyle yaparak doğa ve insan arasındaki tehlikeli mücadelenin ürkütücü gücünü kullanır. Bir grup erkek tarafından vahşi bir atın hareketsiz bırakılıp parazitlerinin giderilmesi için yelesinin kesildiği bu ritüel, yaklaşmakta olan gerilimin önsözüdür.

Antoine (Denis Ménochet) ve Olga Denis (Marina Foïs), hayatlarına farklı bir yön vermek isteyerek şehirden ayrılmış, Galiçya’nın bir dağ köyünde organik çiftlik kurmuşlardır. Ürünlerini yetiştirip satarken bir yandan da yeniden yerleşimi kolaylaştırmak için terk edilmiş evleri ücretsiz olarak onarmaktadırlar. Bir rüzgar enerjisi şirketi köy arazisini almak istediğinde bu fikre karşı çıkarak onay vermezler. Arazi satışını hayatları boyunca bekledikleri fırsat olarak gören yerel halktan Xan (Luis Zahera) ve Lorenzo (Diego Anido) kardeşler ile aralarında bu sebeple büyük bir gerilim oluşur. Antoine bunları kanıtlayabilmek için olayları kayda alırken tacizler tehdide, tehditler ise yaşananları geri dönülemeyecek noktalara sürükler.

Cinsiyet rolleriyle şekillenerek anlam bulan As Bestas, birçok ikiliği kendi içinde ele alır ve kullanır. İktidarını ispatlamaya ve hükmetmeye çalışan erkeklikle, sorunları uyum ve sabır içerisinde yönetebilen kadın bakış açısı madalyonun iki yüzünü oluşturur. Film bu bağlamda önce erkek, daha sonra bir kadın hikayesi anlatarak gerilimi yavaşlatır, tempoyu değiştirerek hikayeyi dönüştürür. Böylece farklı yollarda seyahat eden eksiksiz bir anlatı haline gelir. Olga ve kızı Marie (Marie Colomb) arasında geçen diyaloglar, günümüz ilişki ve ebeveynlik anlayışlarının değişimiyle ilgili farklılıkları da anlamlı biçimde yansıtır.

As Bestas, yaşadığı ortama ve koşullara göre şekillenen insanoğlunun, kültürel kimliğinin, isteklerinin, ahlaki bakış açısının, sorunlarla başa çıkma biçimlerinin ve adalet arayışının da değişkenlik gösterdiğinin altını çizer. Bu anlamda köylü-kentli, aydın-cahil, iyi-kötü, sevgi-nefret karşıtlıklarını hikayesine katarken belli bir fikre saplanmaz ve taraf tutmaz. Çatışma içerisinde herkesin bir noktada geçerli nedenleri olduğunu belirtir. Kurulan hayalin, diğeri için nasıl bir kabus olabileceğini acımasızca resmeder. İnsan ilişkilerini yönlendiren bu adaletsizlikle ilgili ahlaki soruları gündeme getirir. Daha geniş açıdan bakıldığında, kapitalist sistemin insanları nasıl birbirine düşman edebileceğinin kan dondurucu bir ifadesi gibidir. Bir yandan da her şeye rağmen yaşamaya ve savaşmaya devam etmemiz gerektiğini haykıran kanadı kırık bir hikayedir.

Yaşamı karşıtlıklarla tanımlayan As Bestas, insan odaklı bakış açısıyla, vahşetin ne kadar ileri gidebileceğini irdeliyor. Yüzeyin hemen altında atan bu karanlık nabız, bazı açılardan Sam Peckinpah’ın Straw Dogs’unu anımsatabilir ancak Sorogoyen, şiddeti detaylandırmadan akışına bıraktığı bir yol izliyor. Filmin dramatik ağırlığını taşıyan güçlü senaryosu, oyuncu kadrosunun muhteşem performanslarıyla destekleniyor. Olayların yavaş ilerlemesi, karakterlerin film boyunca gelişmesini sağlayarak gerekli gerçekçiliği yaratıyor.

Sinemasını adım adım geliştiren Rodrigo Sorogoyen, görülmeye ve sevilmeye değer As Bestas’la, çağdaş İspanyol yönetmenlerinden biri olarak yerini sağlamlaştırmaya ve eserleriyle merak uyandırmaya devam ediyor.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir