if İstanbul’un bu yıl en ilgi çekici filmlerinden birisi Tim Burton imzalı Büyük Gözler. Ancak ne yazık ki Büyük Gözler beklentilerin oldukça altında bir yapım.
Ressam Margaret Keane ve eşi Walter Keane’nin hayat hikayelerini anlatan Büyük Gözler, evlilikleri boyunca Walter Keane’nin yaptığı sanılan ve iki tarafın da hayatları boyunca kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri büyük gözlü çocuk resimlerinin nasıl yapıldığını ve gerçekte kime ait olduğunu gösteriyor. Margaret Keane’in 1955’te Walter Keane ile tanışıp evlenmesiyle başlayan ve 1970 yılındaki davaya kadar devam eden süreci ele alan film kopuk senaryosu, Tim Burton’un birkaç sahne hariç sihirli dokunuşlarının hissedilmemesi ve vasatı aşmayan oyunculuklarıyla ne yazık ki hayal kırıklığından ibaret. Amy Adams’ın sanki zorla oynatıldığını düşündürecek durağanlığının yanında, Christoph Waltz’un idare edebilecek oyunculuğu da göze batmıyor. Karşısındaki kişide güven uyandırmaya çalışırken daha da itici olan, kocaman gülüşlü Walter Keane’i canlandıran Christoph Waltz’un bu rolü Amy Adams’a göre daha ciddiye aldığını söylemek mümkün. Hatta Tim Burton’a göre bile. Büyük Gözler bu zamana kadar izlediğim en kötü Tim Burton filmi.
Tim Burton bir film çekiyorsa heyecanla o filmi beklemek; kullandığı (ya da kullanmadığı) renkler, kostümler ve mekanlarla oluşturduğu yeni dünyanın içinde izleyici olarak da olsa yer almak bir sinemasever olarak beni mutlu eder. Ancak bu aralar eski filmlerini tekrar izlediğimde pek de hoş olmayan duygular hissettirdiler. İlk izlediğimde çok etkilendiğim Tim Burton filmlerinin yeniden çekimleri yapılıp çıta yükseldiğinde dönüp tekrar Burton versiyonlarını izlemek hayal kırıklığı yarattı. Nolan versiyonu Batman serisi yapılana kadar Tim Burton’ın Batman’lerini en iyi Batman filmleri olarak hatırlardım. Ancak şimdi dönüp baktığımda yeni versiyonların yanında komedi filmi gibi durduklarını düşünüyorum. Aynı şekilde Micheal Keaton da Christian Bale o kostümü giyene kadar en iyi Batman’di ve tabi Jack Nicholson da Heath Ledger Joker’i efsaneleştirene kadar yeri doldurulamaz tek Joker’di benim için. Oyuncular ve performansları ayrı bir konu, tekrar Burton filmlerine dönüp Maymunlar Cehennemi örneği ile devam edeyim. Maymunlar Cehennemi de aynı etkiyi yarattı. Yeni versiyonu çekilene kadar eskisini çok iyi bir film olarak düşünürdüm. Ancak yeni seriyle birlikte Tim Burton’ın filmi çocuklar için çekilmiş bir film gibi kaldı. Tabi bu değerlendirmeleri yaparken Burton’ın kamera arkasına geçtiği zamanki teknolojiyle yeniden çekimlerin yapıldığı dönemde kullanılan teknoloji arasında büyük farklar olduğu bir gerçek. Yine de Tim Burton’ın yarattığı dünyanın çekiciliği, başka birisi gelip bakış açımızı değiştirdiğinde azalabiliyor. Bu nedenle iyi ki Beterböcek’in devamını da Tim Burton çekiyor diyorum ve Büyük Balık filminin de yeniden çekilmemesi için dua ediyorum.
Filme dönecek olursam Tim Burton sevenlerin bile hayal kırıklığına uğrayacağı bir filmle karşılaştığımı söyleyebilirim. Diğer filmlerinde en çok öne çıkan kendisine has dünyasını göremediğimiz (belki yukarıda söylediklerimi o da fark etti, belki de gerçek hikaye uyarlaması olduğundan kendi dünyasını oluşturamadı, hangisi ya da herhangi birisi mi bilemiyorum) Büyük Gözler filminde diğer öğelerin de vasatı aşamamasıyla herhangi bir özelliği olmayan bir filmle karşılaşmış olduk. Soysuzlar Çetesi’nden beri kendisini ne zaman izlesem hayran olduğum Christoph Waltz’ın varlığı bile filmi kurtarmaya yetmemiş.
Artık yapılacak en iyi şey bu filmi unutup if İstanbul’da bilet aldığımız diğer filmlere odaklanmak.