THE OUTWATERS

THE OUTWATERS: GERÇEKLİĞİN ÖTESİNDE

Robbie Banfitch’in yazıp yönettiği The Outwaters, prömiyerini 2022 yılında New Jersey Film Festivali’nde yaptı. Aklın sınırlarını aşarak bilinmezliğe doğru sürüklenen ve herkesin damak tadına uygun olmayan The Outwaters, Skinamarink ve Enys Men gibi son dönemin rahat sindirilemeyen deneysel korku filmlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Robbie Banfitch aynı zamanda filminin yapımcılığını, sinematografisini, özel efektlerini ve ses tasarımını da üstlenerek etkileyici tekil bir vizyon ortaya koyuyor. Kendisinin de başrol olduğu oyuncu kadrosunu gerçek hayatta tanıdığı ve iletişim içerisinde olduğu kişilerden seçmesiyle doğal bir yapı oluşturuyor.

“Hepimiz karanlıkta ölürüz.”

The Outwaters, Robbie, Angela, Scott ve Michelle’in kayıp olduğunu gösteren görsellerle birlikte panik içinde yardım isteyen 911 çağrısıyla açılır. Sonraki görüntüler filmin, Mojave Çölü’nde bulunan üç hafıza kartından kurtarıldığını açıklar. İlk iki kart filmin ilk yarısını kaplar ve seyirciye grubu tanıtır. Kameraman Robbie (Robbie Banfitch), kardeşi Scott (Scott Schamell), makyöz Angela (Angela Basolis) ve şarkıcı Michelle (Michelle May), Michelle’in müzik videosunu çekmek için Mojave Çölü’ne gitmeyi planlamıştır. Çöldeki ilk gecelerinde tuhaf ve rahatsız edici olaylara tanık olan grup, kaçamayacakları akıl almaz bir sona doğru ilerler.

Robbie Banfitch, farklı özlemleri, kırgınlıkları ve arayışları olan karakterleri tanımamız ve aralarındaki bağı hissetmemiz için uzun bir açılış tasarlar. Dingin geçen ilk yarının ardından, eklediği görsel ve işitsel detaylarla tekinsiz bir ton yaratmaya başlar. Kısa sürede yakıcı bir kabusa dönüşen The Outwaters, kozmik dehşetin içine doğru dalışa geçer.

YAZININ BUNDAN SONRASI SPOILER İÇERİR

Kart 1

Banfitch, karakterleri öncelikle aile kargaşası içerisinde merkezler. Arka arkaya gerçekleşen depremlerle, savunmasızlığımızı ortaya çıkarır. Kontrol edemediğimiz güçler karşındaki çaresizliğimiz hakkında sorular ortaya koyar. Hayatlarımızın geçici zeminlerde var olduğunu vurgulayarak karakterlerin yaşayacağı değişim ve yıkımı haber verir.

Kart 2

Kurak çöl manzarası, modern yaşamın konforu ortadan kalktığında hayatta kalmamız için savaşmamız gereken ürpertici bir boşluk olarak konumlanır. Müziğin gücü yönlendiricidir ve görüntülerle birleşen sesler, dehşeti iliklerimize kadar hissettirir.

Kart 3

Çığlıklar ve kaçışmalar duyulurken el fenerinden yansıyan kısıtlı aydınlatma, zifiri karanlık içinde korkunç bir vahşeti yönetmeye başlar. Bundan sonrası kıpkırmızı, etle kaplı filtresiz bir deliliktir. Robbie’nin anıları, kanlı görüntülerle çarpık şekilde tekrar yaşanır. Derisi yüzülmüş yılan benzeri sürüngenlerin acı çığlığı zihnimize kazınır. Anlamını bulamamış her şey korkunç bir yaratığa dönüşür.

ANALİZ

Banfitch, verdiği ipuçlarıyla hem yönümüzü belirler hem de kolayca dağılıp kaybolmamıza neden olur. Her ayrıntı, farklı olasılıkların kapısını aralar. Robbie’nin göletteyken ayrılmak istemediğini tekrarlaması ve geçmişiyle kesişmesi bir zaman döngüsü gibi görünürken, gaz maskesi bulunan eski bir araştırma sahası, istenmeyen bir etkiye maruz kaldıkları ihtimalini arttırır. Yaşanan kaostan mantıklı bir çıkış aramak sonuç vermez.

The Outwaters, soruları yanıtlamak yerine izleyicinin dehşeti hissetmesine odaklanır. Algılarımızın iplerini çözer. Kainatın enginliği içinde, benliğimizle yüzleşmeye, varoluşumuza, kavramsallaştırdığımız şeylerin önemsizliğine ve anlam arayışımıza dokunur. Baltalı katilin ortaya çıkmasıyla başlayan kaotik süreç, Robbie’nin yüzleşme yolculuğudur. Robbie kim olduğunu ve ne yaşadığını çözemez, gerçeklikten kopmuştur. Adım adım üç ayrı uyanış yaşar. İlki, doğum kanalına benzer bir yarıktan gün yüzüne çıkmasıyla başlar. İkinci süreç, vücudunu kaplayan plasentaya benzer zarı yırtıp ciğerlerindeki suyu kustuğu kanlı bir doğumla betimlenir. Berrak renkte olan amniyon sıvısının kanla tasvir edilmesi Robbie’nin günahlarıyla doğduğunu düşündürür. Son süreç onu farklı bir boyuttan karanlığa fırlatır. Arkadaşlarının ve kardeşinin cesediyle karşılaşması, yok oluşuyla sonlanan yüzleşmeyi noktalar. Bu görüntüler özgün çıkarımlara olanak tanısa da en nihayetinde vurgulanan ve hissedilen şey, eylemlerimiz, ölümlü bedenimiz, inançlarımız ve arzularımızla, bizden ibaret olmayan kozmosun içinde koca bir hiç olduğumuzdur.

Varoluşsal sorgulamalara zemin yaratan The Outwaters, gerçeklerin, aklımızın, hayalimizin alamayacağı kadar karanlık ve korkunç olduğu bir cehennemi betimler.

SON SÖZ

Found footage (buluntu) film türünün çerçevesiyle oynayan Banfitch, görüntülere bambaşka bir derinlik sağlıyor. Kamera Robbie’nin elinden çıkıp onun zihnine çevrildikçe, akıldan çıkmayan gerçeküstü bir deneyime dönüşüyor. Ses tasarımı ise filme kışkırtıcı bir anlatı katmanı ekliyor. The Outwaters’ın ilk yarısında sabır gösterenlerin finalde karşılığını fazlasıyla alacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Oldukça dar bütçesine rağmen azim ve yaratıcılıkla her şeyin başarılabileceğini ispatlayan Robbie Banfitch, çok tartışılacak ve kutuplaşmış tepkiler alacak The Outwaters’la, korkuya tarifsiz, özgün bir soluk katıyor.

Diğer Yazılar: Arzu Şeran
ENYS MEN
YAŞAM HAFIZASI: ENYS MEN Covid-19 pandemisi sırasında çekilen ve prömiyerini 2022 yılında...
Devamını Okuyun
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir