Rock müzik gruplarının ya da rock müziğin alt türlerinden birisinin felsefesinin hikayeye oturtulmasıyla, özellikle de albüm ya da dönem filmi olarak, müziklerle de desteklenen bir sürü film izledik. Çoğunlukla da biyografi tarzında, çok ünlü grupların etrafında dönen filmler oluyorlar. Türk sinemasında bunun pek örneği yok. Tehlikeyle Flört, bu boşlukta tek başına bir örnek olabilir. Bu anlamda, Rock’n Roll tarzında, tabi ki gerçek hayattan alınan bir hikaye olması sebebiyle de, yakın zamanda izlediğimiz örneklerinden birisi olarak Kaybedenler Kulübü’nü kabul edebiliriz. Ancak Kaybedenler Kulübü biz müzik grubu ya da doğrdudan müzik üzerine değil, iki radyocunun hikayesiydi.
Tehlikeyle Flört ise doğrudan bir rock grubunun filmi ve yaptıkları müzikle pararlel olarak hayata bakışları da sergileniyor ki, filmin en başarılı esprileri ve göndermeleri buralardan çıkıyor. Flört grubunun bir süredir üzerinde çalıştıkları senaryosunu, ilk olarak Tuna Kiremitçi kaleme aldıktan sonra üzerinde çeşitli değişiklikler yapılmış. Murat Özsoy, senaryo konusunda istediği sonucu alabilmek için epey emek vermiş. Aslında filmdeki, albümlerinin yapılamaması durumu kısa bir süreliğine de olsa filmin kendisi için de yaşanmış. Nihayetinde yönetmen koltuğuna Murat Şenöy geçmiş ve onun yönetmenliğinde hayat bulmuş Tehlikeyle Flört. Başyapıt olsun diye yola çıkılan bir film değil; eğlenceli, keyifli bir film olsun diye çabalamışlar. Sinemamızdaki komedi filmlerini ve küfürlü mizah anlayışını düşündüğümüzde, o tarza hiç girmemişler ve ortaya oldukça güzel bir komedi çıkmış. Küfür bu filmde de var ama bunu bir espiri kaynağı olarak kullanmamışlar, dozunu aşmamışlar.
Filmin hikayesinde; albüm yapmak isteyen, ama yapımcıların hiçbirisi ile anlaşamayan, sosyal medya ve bunun gibi günümüz imkanlarını kullanmaktan anlamayan bir müzik grubu, albüm yapabilmek için gerekli parayı bir türlü bulamadıkları için banka soymaya karar veriyorlar. Ne oluyorsa ondan sonra başlıyor. Sulandırılmış bir komedi kesinlikle değil. Belki bazı sahnelerde verilmek istenen etki yeterince izleyiciye hissettirilemiyor ama grup oyuncularının kamera önündeki samimiyeti sizi kusur aramaktan alıkoyuyor. Flört grubu, zaten kendilerini canlandırdıkları için oyunculuk konusunda sıkıntı çekmiyorlar. Onlara eşlik eden Mete Horozoğlu, Fuat Güner ve Ezel Akay gibi isimler ise filmin renklenmesini sağlıyor. Rolleri gerçekten küçük denilebilecek roller ama tesirleri çok büyük.
Film gösterime girmeden önce dolaşan söylentilerde bir rock müzikali olacağı söyleniyordu. Müzikal sahneler var ama tür olarak bu filmi müzikal kategorisine dahil edersek filme fazla sorumluluk yüklemiş oluruz. Fakat, rahatlıkla söyleyebilirz ki; banka soygunu temalı filmlerin sayısının arttığı şu son birkaç yıldır, içinde banka soygunu olan en başarılı komedi filmi. Her film hissettirmez, ama bu film her aşamasında titizlikle çalışıldığını hissettiriyor. Bu konuda özellikle kurgunun başarısı takdiri hak ediyor. Bununla birlikte senaryo ve banka sahneleri filmin yıldızını parlatırken, Flört’ün şarkılarından oluşan, filmin temasını da “Lan oğlum böyle olmaz” sloganıyla destekleyen müzikler soundtrack konusunda kendine özgü bir yer kazandırıyor. Böylesi eğlenceli, mizahı yerinde ve kaliteli filmlerin sayısının artmasını dileyerek, gidip sinemada izlemenizi öneriyorum.