1959 yılındaki Ben-Hur ve 1960 yılındaki Stanley Kubrick’in Spartacus filminde oluşturulan atmosferler öyle iyiydi ki yıllar boyunca daha iyisi yapılmadı. 2000 yılında Ridley Scott Gladyatör filmini çektiğinde ise artık yeni bir sayfa açılmıştı. Ülkemizde futbol statlarına kolaylıkla verilen ‘Arena’ isminin anlamını ‘canlı kanlı’ olarak beyaz perdeye yansıtan yönetmen milenyumla birlikte artan teknoloji sayesinde değişen sinema evrenlerinin ilk önemli yapımlarından birisine imza atmayı başardı. Elbette saf iyi Maximus’u canlandıran Russell Crowe ve gerçek kötü Commodus’u canlandıran Joaquin Phoenix’in filmin başarısına katkıları çok fazla. Gladyatör filmindeki Maximus ne Spartacus kadar ne de William Wallace kadar unutulmaz bir özgürlük savaşçısı olarak hafızalarda yer edinemedi. Ancak Gladyatör filmi bir bütün olarak kült bir eser olmayı başardı. Özellikle yönetmenin oluşturduğu dünya Gladyatör’ün uzun yıllar unutulmayacak bir film olmasının en önemli faktörü.
Ahmet B.