NEW RELIGION

BİLİNÇ DIŞININ YANKISI

Prömiyerini FrightFest 2022’de yapan ve gösterildiği birçok festivalde övgüyle karşılanan Keishi Kondo’nun ilk uzun metrajlı filmi New Religion, travmanın yıkıcı dönüşümünü resmediyor. Son dönemde Japonya’yı etkisi altına alan toplumsal çöküş duygusunu tema olarak belirleyen Kondo, derin bir yas süreci yaşayan başkarakteri Miyabi’yi, Japon toplumunun metaforu olarak kullanıyor. İşitsel ve görsel estetiğiyle büyüleyen New Religion, insan psikolojisinin derin ve karanlık kıvrımlarında gezinen sürreal bir yolculuğa dönüşüyor.

KONU:

Miyabi (Kaho Seto), kızını trajik bir şekilde kaybeder. Yıllar sonra yeni erkek arkadaşıyla (Saionji Ryuseigun) birlikte yaşamakta ve telekız olarak çalışarak hayatına devam etmektedir. Bir gün, vücudunun yalnızca belirli bölümlerini fotoğraflamak isteyen Oka (Satoshi Oka) adında yeni bir müşteri ile tanışır. Tanışmalarının hemen ardından, ölen çocuğuyla bağlantı kurduğuna inanmaya başlar.

Aydınlıktan karanlığa doğru yol alan New Religion, yaşam-ölüm, ruh-madde, zihin-beden bağını düalite üzerinden ele alıyor. Bu bağlamda düalitenin insan doğasının bir gerçeği olduğunu belirten ve kolektif bilinç dışını arketip kavramıyla ele alan Carl Gustav Jung’tan bahsetmek gerekiyor. Jung’un temel arketiplerinden olan persona ve gölge, filmin anlamını belirlemede yardımcı oluyor. Persona, insan doğasının toplum ve uygarlık tarafından belirli bir kalıba sokulmuş halini tanımlarken gölge, ruhun karanlık ve baskılanan tarafını ifade ediyor. New Religion, bu iki arketip arasındaki karşıtlık ve tamamlayıcılık üzerine çatısını kuruyor.

YAZININ BUNDAN SONRASI SPOILER İÇERİR

Bir rüyada yaşayan Miyabi, hayatın ona sunduğu role (persona) kendini fazla kaptırarak karanlığından (gölge) kaçmaya çalışmaktadır. Miyabi, vücudunun fotoğraflanan bölümleriyle ruhunu parça parça Oka’ya teslim ettiğinde, kaybıyla ve hasta bir topluma uyum sağlamak için bastırdıklarıyla yüzleşerek büyük bir öfke ve çaresizliğe sürüklenir. Oka, Miyabi’nin görmezden geldiği gölge yönünü ortaya çıkararak serbest bırakır. Gerçeklikten tamamen kopan ruhu, ilkel ve denetimsiz şekilde yok etme dürtüleriyle şiddete yönelir. Aşırıya kaçan ve baskılanarak güçlenen her şey bir müddet sonra patlayarak insanın kendisini ele geçirmektedir.

“Herkes bir gölge taşır.”  C. G. Jung

Kondo, persona ve gölge arketiplerinin çatışmasını ortaya çıkarmak için ölümü ve dönüşümü temsil eden güve sembolizmini kullanıyor. Bu noktada dönüşüme neden olan Oka’yı, tanrıdan ziyade insan psişesinin bastırılmış yanlarından oluşan kötücül bir varlık olarak görmek yanlış olmayacaktır. Güveyle özdeşleşen Oka, zarar verici hatta şeytanidir. Duygusal yaraların izini süren ve kurbanlarını kendine bağımlı kılana kadar istismar eden bir avcıdır. Jung’a göre insanlar, çok fazla belirsizliğin olduğu tehlikeli ve endişe verici durumlara girdiklerinde tıpkı Miyabi’nin ve diğer kurbanların Oka’ya tutundukları gibi, yardım için her şeye gücü yeten bir varlığa sığınırlar. İnsan ruhundaki en derin dürtüler harekete geçtiğinde bireyler, kitleler ve uygarlıklar bir bütün halinde etkilenirler.

Bireysel yıkımı toplumsal yıkımla ilişkilendiren Kondo, kişisel gölgenin kolektif gölgeye giden tehlikeli bir köprü olduğunu vurgularken, travmaların nasıl korkunç bir silaha dönüşebileceğine dair rahatsız edici ve düşündürücü bir bakış sunuyor. Acılarımızla başa çıkmanın en sağlıklı yolunu bulmamız için bize bir kapı aralayarak yol gösteriyor. Refahı, iyileşmeyi ve kişisel özgürlüğü elde etmenin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yaşanacak yüzleşme ve farkındalıkla gerçekleşeceğini ifade ediyor.

SON SÖZ:

New Religion, rüya/kabus sekanslarıyla, gerçekliğe bilinç dışı bir açıdan yaklaşan David Lynch filmlerinin mavi ve kırmızıya boyanmış huzursuzluğunu taşıyor. Diğer yandan ürpertici ve durgun atmosferi, Kiyoshi Kurosawa’nın izolasyon ve yalnızlık temalarını işlediği Pulse filmini akla getiriyor. İlk filmiyle bu etkileri özgün bir dokunuşla ustaca şekillendiren Kondo, dramatik çizgisine body horror öğelerini ekleyerek ürpertici ve gerçeküstü bir lezzet yaratıyor. Zeze Wakamatsu, Akihiko Matsumoto ve Abul Mogard tarafından oluşturulan ses tasarımı, görüntülerde yankılanan hem baskıcı hem de umutlu bir his oluşturuyor. Kitlesel fonlamayla desteklenen New Religion, Keishi Kondo’nun telaşsızca, büyük bir zarafet ve özenle inşa ettiği, unutulmaz ve büyüleyici bir deneyim olarak öne çıkıyor.

Diğer Yazılar: Arzu Şeran
EARWIG
 ACIYLA AYRIŞAN ZİHİN  Brian Catling’in aynı adlı romanından uyarlanan Earwig, prömiyerini 2021 yılında Toronto...
Devamını Okuyun
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir