KARABASAN

Ba ba-ba dook! dook! dook!

If It’s In A Word Or It’s In A Look .You Can’t Get Rid Off…The Babadook

Kırmızı kaplı bir masal kitabının kahramanı bay babadook.

Tekerleme şeklinde yazılmış bu lanetli kitaptan çıkan kötü karakter Amelia ve oğlu Samuel’in hayatlarını alt üst eden bir gece kabusu gibi artık onlarla beraberdir ve isteseler de gitmeye niyeti yoktur.

Huzurevinde çalışan ve tek oğlu ile yaşayan Amelia kendi içinde derin bir yalnızlık yaşamaktadır. Kocasının, Amelia’yı doğum için hastaneye yetiştirmeye çalıştığı sırada geçirdiği kazada hayatını kaybetmesinin üzerinden yedi yıl geçmiştir. Amelia tüm sorumlulukları üstlenmiş evine ve çocuğuna bakmaktadır ama uykusuzluk, her gün birbirini tekrar eden monoton günler ve işte ilgilendiği hasta ve bakıma muhtaç insanların dışında özel bir ilgi isteyen oğlu Samuel hayatında büyük bir baskı yaratmaktadır. Samuel geceleri uyumakta zorluk çeken hayal dünyası geniş ve okuldaki arkadaşlarıyla sorunlar yaşayan kısacası sosyal hayata uyum sağlamakta zorluklar çeken bir çocuktur.

Geceleri annesinin okuduğu masallarla uyuyan Samuel’in bir gün evde bulduğu kırmızı kaplı Mister Babadook adlı korkunç resimler ve garip tekerlemelerle dolu kitap Amelia ve Samuel’in hayatlarını değiştirir.

Samuel, babadook karakterinin gerçek olduğuna inanmaya ve annesini de buna ikna etmeye çalışır. Geceleri onu gördüğünü ve annesine zarar vereceğini söyler. Amelia durumunun kötüye gittiğini düşündüğü çocuğunu daha fazla korumaya çalışsa da işler istediği gibi gitmez. Kitaptan kurtulmayı dener fakat kitabın tekrar geri geldiğini ve istese de ondan kurtulamadığını anlar. Mister Babadook’un gerçek olduğuna yavaş yavaş ikna olmaya başlamaktadır. Kabuslar ve kötü şeyler artık hayatlarının içine girmiştir.

Filmin tam bu noktasında aslında bildiğimiz korku unsurları devreye girmeye başlasa da filmin güzel yanlarından birisi ve örneklerinden farklı olan tarafı, sizi neyin gerçek neyin hayal olduğunu sorgulamak üzere düşünmeye davet ediyor olması. Bay Babadook’un gerçek olup olmadığı konusunda seçim sizin. Babadook, Amelia’nın korkuları ve üzüntüleri ile beslenen hayal ürünü bir karabasan mı? Yoksa gerçekten yatağınızda size rahat vermeyen cinsten korkunç bir kabus mu?

Bu film için sadece korku, gerilim ya da dram demek yanlış olurdu. Yönetmen Jennifer Kent bunların hepsinin harmanlanmış bir hali ile filmi bizlere sunuyor.2005 yılında Monster adlı kısa filminden esinlenerek oluşturduğu hikayeyi daha da geliştirerek uzun metraj bir filme dönüştüren Avustralyalı Bayan oyuncu (yönetmen ve senarist) ilk uzun metraj filmini izleyicilere sunuyor.

Son zamanlarda çekilen ve vasatı geçemeyen korku filmlerinden dolayı artık bu türe karşı bir önyargı geliştirdiğimizi düşünüyorum. Babadook’u o filmlerle aynı kefeye koymak acımasızlık olurdu. İyi oyunculuk, yeterli düzeyde korku unsuru ve alışılagelmiş imgelerden sıyrılıp daha farklı ve kendine özgü oluşuyla film korkuseverleri tatmin edecektir diye düşünüyorum.

Amelia rolünde Matrix serisinde Maggie karakteri ile hatırladığımız Essie Davis var. Yönetmen Jennifer Kent Avustralya Ulusal Drama Sanatları Enstitüsü’nde beraber okuduğu arkadaşını bu rol için seçmiş. Samuel’i canlandıran Noah Wiseman  sinir bozucu ve katlanılması zor çocuğu gayet iyi oynamış. Gerçekten de böyle mi bilinmez ama bu rol için en uygun karakter olduğu şüphe götürmez.

Babadook sizi yerinizden zıplatacak kadar korkunç bir film değil elbet ama dozajında gerilim ve korku öğeleriyle yeterli düzeyde ve özgün bir yapım.

İyi seyirler.

Bu yazı FikriSinema ekibine yeni katılan Emre Yılmaz tarafından kaleme alınmıştır.

Diğer Yazılar: Emre Yılmaz
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir