“Bazı ölüler diridirler aşıkların kalbinde, ve bazı diriler ise çoktan ölmüşlerdir intikam-aşk çemberinde…”
İran’lı şair Sahel Farzan (Gençlik yıllarını Caner Cindoruk, günümüzdeki halini ise Behrouz Vossoughi canlandırıyor) ile sevgilisi Mina (Monica Belluci) arasındaki aşk ve bu aşk’a üçünü kişi olarak “zorla” dahil olan Akbar’ın (Yılmaz Erdoğan) hikayesini konu alan Gergedan Mevsimi az diyalog-iyi oyunculuk-derin imgeler çerçevesinde izleyene yansıyor.
Farzan ile Mina aşklarını mutlu mesut sürdürürken, Mina’ya aşık olan şoförü Akbar bu mutluluğu hasret, acı ve ölüme kadar götürecektir. 1970’lerin sonunda İran’da meydana gelen İslam devrimini fırsat bilen Akbar, devrim muhafızı olarak Farzan’ı devleti yıkmaya yönelik politik şiirler yazmak ile, Mina’yı ise Farzan’a bu şiirlerinde kendisini desteklediği ve yardım ettiği gerekçesi ile hapse attırmıştır. Zaman içinde Farzan’ın öldüğüne Mina’yı inandıran Akbar, onun hapisten çıkmasına yardımcı olup ve İstanbul’a gelmesine ikna eder.
30 yıl sonra hapisten çıkan Farzan’ın Mina’yı bulma ve Akbar’dan intikam alma sürecini konu edinen film, geçmiş ve günümüzü birlikte ele alarak izleyiciye de pür dikkat filmi izleme şansı sunuyor.
Filmin kısa özetinden sonra oyunculuklara ve arka plandaki hususlara değinmek için sabırsızlanıyorum. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki film boyunca usta oyunculukların tadını çıkarıyor, sözlerden arındırılmış bakışların mimiklerin anlamını çözme zevkine erişiyor, arka planda şiirsel bir dille konuyu harmanlıyorsunuz. Özellikle Farzan karakterinin günümüzdeki halini canlandıran Behrouz Vossoughi’nin diyaloğu yok denecek kadar az, ancak diyaloğu olsa içindeki durumu bu kadar anlatamazdı herhalde diyecek kadar da ustaca oynamış.
Vossoughi’nin bu sessizliği altında belki filmin ve rolün gerekliliği yatıyor ama ülkesinde yasaklı bir oyuncu olması ve 35 yıllık “sessizliğin” ardından sinemaya bu filmle dönmesi de kim bilir bu sessizliğin göndermesidir belki de.
Oyunculuk ve derinlikten bahsedip de Yılmaz Erdoğan’a da vurgu yapmadan geçmek olmazdı herhalde. Çaresizce aşık olmanın intikam duygusuyla birleşince, insana yaptırabileceklerini büyük bir gerçeklilikle gösteren Erdoğan özellikle filmin bir sahnesinde, aşık olduğu Mina’nın rujuyla öpüşmesi ile büyük bir etki yaratıyor. Monica Belluci ise abartıya kaçmayan, gözlerinde hüznü, hasreti ve aşkı görebileceğimiz bir oyunculukla filmi layıkıyla tamamlıyor.
Vossoughi gibi ülkesinde yasaklı olan yönetmen Bahman Ghobadi ise bir röportajında “diğer filmlerim romansa, bu filmim şiirdir” diyerek filme hakim olan sessizliği ve derinliği bir noktada açıklamış oluyor aslında.
Filmde İran İslam Devrimi üzerinde her ne kadar çokça fazla durulmamış olsa da, hikayenin ana çıkış noktası olan bir şairin dizelerinden ve fikirlerinden dolayı devrim sırasında hapse atılması, İran coğrafyasında devrimin edebiyata ve sanata getirmiş olduğu sert yasaklara vurgu yapıyor. Devrimin lideri İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu İmam Hümeyni’nin İran’a geldiğinde söylemiş olduğu: “Biz sinemaya karşı değiliz, fahşaya* karşıyız” sözleriyle de sinemada ve sanatta devrim sonrası ne tür sansürler geleceğinin sinyallerini vermiştir.
Sanat dünyasının sansüre ne denli karşı olduğu aşikar, ancak uygulanan bu yasaklar belli ki İran’lı yönetmenleri, yazarları veya oyuncuları cinselliğin ön planda olmadığı filmler yapmaya itmiş (zoraki veya zevk ile fark etmez) ve günümüzde “İran Sineması” diye adlandırabildiğimiz kendine has bir türü meydana getirmiştir.
İçi cinsellikle doldurulmuş, milyon dolarlık teknolojilerle Hollywood filmlerinde aktarılamayan duygular bu filmler sayesinde izleyiciyle buluşmuştur.
Her ne kadar sinemada sansür çok derin ve uzun uzadıya konuşulması gereken bir konu olsa da kısaca değinmeden geçmek istemedim.
Tekrar filme dönecek olursak; yönetmen Bahman Ghobadi Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Atlar Zamanı gibi filmlerinden sonra Gergedan Mevsimi ile de hayvan metaforu üzerinde duruyor. Geniş ve usta oyuncu kadrosuna sahip filmde Behrouz Vossoughi, Monica Belluci, Yılmaz Erdoğan gibi usta isimlere Caner Cindoruk, Beren Saat ve Belçi Bilgin eşlik ediyor. Ayrıca filmde yine hayran olduğum bir oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan’ın da kısa bir rolü bulunuyor.
Sonuç olarak, önümüze sunulan içi boş birçok filmden sıyrılıp anlamlı bir film izlemek istiyorum diyorsanız, Gergedan Mevsimi bu boşluğu doldurabilecek ve izlenilesi nitelikte bir film diyebilirim.
*Fahşa: İslâm şerîatının yasakladığı çirkin iş, yüz kızartıcı söz veya davranış