Namusumuzla Ekmek Parası Kazanmak İstiyoruz Abiler!
2014’ün kasım ayında Amerikalılar, cansız fotoğrafları beyaz bir perde üzerinde canlandırıp ilk sinema deneyimini yaşatan Lumière Kardeşler’in icadını pek çok kez onurlandırmış filmlerin arasına katılan yeni bir filmle karşılaştı. Memleketimin sinema ahalisi ise bu onura 2015’in temmuzunda şahitlik ederken, ben de nihayet 2015’i 2016’ya bağlayan aralık ayının son günlerinde bu eşsiz sinema deneyimini yaşadım. Naçizane bu fiyakalı introyu yönetmenliğini ve senaristliğini J.C. Chandor’un yaptığı, başrollerinde Oscar Isaac, Jessica Chastain’in boy gösterdiği A Most Violent Year filmi için yaptım.
A Most Violent Year filmi, Abel ve Anna Morales çiftinin 1981 yılının New York’unda kendi işlerini büyütüp petrol sektöründe tutunma ve büyüme çabasını, bunu yaparken de piyasadaki kirli, kanunsuz, mafyatik ilişkilere bulaşmadan ayakta kalmaya çalışmalarını konu ediniyor.
Aslında film tam olarak buradan itibaren, yani bahsettiğim kirli ilişkilerden uzak kalma çabasını işlerken Anna Morales hikayede ikinci planda kalmaya başlıyor ve film Oscar Isaac’in hayat verdiği Abel Morales’i odağına alıyor.
Yıl 1981. Amerika’da Ronald Reagan henüz iktidara gelmiş, en yakın müttefiki İngiltere’ye ise iki yıldır Margaret Thatcher, nam-ı diğer “süt hırsızı” hükümet etmektedir. İzlerini yetmişli yılların ortalarında bulabileceğimiz ama söz konusu iki siyasi liderle beraber doruğa ulaşan, liberalizmin makattan kan alma üzerine formüle edilmiş hali olan neo-liberal politikaların serbest piyasa cenderesinde at koşturduğu döneme denk geliyor Abel Morales’in hikayesi. Neo-liberalizm ya da Kapitalizm sadece bir ekonomik sistemi ifade etmez. Aynı zamanda bu sistem içerisinde bulunanlara yeni bir ahlaki (gayrı ahlaki) tutum ve davranış dizgesi de dayatır. Hal böyleyken Abel, çevresindeki herkesten farklı davranarak kendisine dayatılan bütün gayrı ahlaki yöntemleri reddetmektedir. Üstelik bütün rakipleri bu kirli yöntemler ile işlerini sürdürmekten memnunken. Rakipleri tarafından petrol tankerleri kaçırılıyor, silahlı adamlar ona suikast düzenliyor, çalışanları darp ediliyor, üstelik herkes yasa dışı işler yaparken onun da yasa dışı olduğuna peşin hüküm veren savcı tarafından şirketine ağır davalar açılıyor ama o ısrarla ahlaklı davranmaya, prensiplerinden ve ilkelerinden ödün vermemeye çalışıyor. Erdemli ve dürüst olmayı, meşhur Yeşilçam klişesiyle ifade edersek “paranın da satın alamayacağı” değerleri hatırlatıyor Abel Morales.
“..Mesleğinizde biraz haysiyetiniz olsun!” – A Most Violent Year
Abel Morales rolündeki Oscar Isaac, değerini hiçbir ödülün belirleyemeyeceği bir performans ortaya koyup Al Pacinovari oyunculuğuyla büyülüyor. Jessica Chastain’in perdede göründüğü anlar da harika. Teknik becerileri, hem görüntü yönetimi hem de müzikleri filmin zaten çok çok iyi olan hikayesine anlam katıyor. Bütün bu iyi taraflar sağlam bir yönetimle de yazının başında belirttiğim eşsiz sinema deneyimine zemin hazırlıyor.
Evet dünyamız uzun zamandır kötü niyetli insanlar ve onların belirlediği kurallar üzerinden yönetiliyor. Bütün bu karanlığın içinde kendinize bir ışık, bir yol arıyorsanız bu film size iyi gelecektir…
Bu yazı FikriSinema ekibine yeni katılan Hakan Güner tarafından kaleme alınmıştır.