İki ay önce yapıldığı iddia edilen bir videoda ünlü yönetmen Onur Ünlü bir röportajda kabaca şunları söylüyor: “Recep İvedik’in gömülmesinin sebebini anlamıyorum. Recep İvedik ile ilgili ileri geri konuşanlar hangi yüce mizah duygusuna sahipler. Ben gömebilirim çünkü teorik olarak yaptığı şeyin “saçmalığıyla” ilgili bir fikrim var. Recep İvedik dünyadaki en yalnız karakterlerden biridir. “ Bu röportajı deşifre ederken Onur Ünlü’nün Recep İvedik yalnızlığı olarak adlandıracağım bir entelektüel bunalımına da değineceğim. Bu Onur Ünlü maalesef benim pek sevemeyeceğim bir kişi. Bir çeşit bunalıma girmiş ve buna da Recep İvedik gibi yalnız demek daha doğru olur. Onur Ünlü kendini aşan bir sürü laf ediyor röportajda mesela; yüce mizah diyor, teorikle başlayan bir cümleye başlıyor sonunu getiremiyor, gömmek diyor bu kelime tamamen argo değil mi? Bunları geçersek Kemal Sunal’ın Şaban’ıyla Recep İvedik’in mizahını da aynı kabul ediyor. Yetmezmiş gibi hangi yüce mizah duygunuz var diyor! Nerede yüce mizah, eğer yüce mizah entelektüele karşı halk iklimindeyse nerede bu mizah.
Kendi antitezini yaratan Onur Ünlü
Kaseti başa saralım. Onur Ünlü, ilk filmi olan Polis filminden beridir bir sinema dili olan, evrensel sinema formlarına göre film yapan ve kendine özgü bir sinema izleyicisinin beğenini kazanmış bir yönetmendir. Bunun yanısıra, bağımsız sinemadaki başarısının yanında Leyla ile Mecnun da ana akım seyircinin takdirini toplamıştır. Onur Ünlü yaptığı işleriyle her iki izleyiciyi de bu kadar memnun edebilmişken niye iki ay önce yapıldığı iddia edilen bir video ile yönetmen kendinden beklenmeyen bir çıkış yapıyor. Recep İvedik çıkışı kuşkusuz radikal bir çıkış oldu. Videoyu görür görmez beyninden vurulmuşa dönmüş biri olarak bu konuşan Onur Ünlü mü sorusu gelmedi değil. Ama bildiğim bir şey varsa; o da gerçeküstücü mizah ile bizi mest eden Onur Ünlü olmadığı kesin.
İhtimalleri gözümün önüne getirip kendimi Onur Ünlü yerine koyunca durumun aslında hiç o kadar radikal ve karışık gelmediğini anladım. Recep İvedik çıkışının iki nedeni olabilir. Birincisi; Leyla ile Mecnun dönemine geri dönüp kazandığı parayı yeniden alması. İkincisi ise; politik olarak ayrı düşündüğü –ki İtirazım Var filmine bakarak ayrı düşündü demek kendimizi kandırmak olur ama yumuşak gidelim- politik ortamdan faydalanmak. Onur Ünlü muhalif olarak ele aldığı sinemayı terk ederek, adeta kendini yapıbozumcu bir şekilde yeniden yaratarak yeni bir Onur Ünlü siması peşine düşüyor. Burada fark edileceği üzere; bir Onur Ünlü portresi yerine öte bir Onur Ünlü antitezi ortaya çıkıyor.
Sizin yüce mizahınıza “İtirazım Var”
Onur Ünlü’nün kendini konumlamaya çalıştığı yere bir bakalım. Bu konumlamayı yaparken Kemal Sunal’ın Şaban’ı ile Recep İvedik’in mizahını aynı kefeye koyuyor ve buradan konumunu adeta tanımlıyor. Recep İvedik ile Kemal Sunal arasında bir benzerlik kurulması gerekirse; bu sadece Anadolu’dan göç etmiş ama şehir yaşantısına adapte olamamış karakterleri olabilir. Kemal Sunal daha köylü, daha sempatik, saf, temiz bir ahlaka sahip iken Recep İvedik köylü-şehirli, şehre adapte olamamış, kaba saba bir duruşu olan bir kişiyi tasvir eder. Mizahlarına gelince; Kemal Sunal şehirli olmayı öğrenmeye çalışıp bir sürü sakarlıklar yapar, Recep İvedik şehirli olmaktan vazgeçip, hatta şehirli olmayı reddedip kendi köy düzenini arar. Kendisine şehirli gibi davrananlara ise; kaba, küfürlü konuşur, yeri gelince tokat atar, toplum içinde uygunsuz bir şekilde aksırır, tıksırır, gaz çıkarır. Kemal Sunal’a gülmemizin sebebi; onun bu saf duruşuna, temiz ahlakınadır. Recep İvedik’e ise tabiri caizse tam bir cahil, görgüsüz olduğu için güleriz.
Onur Ünlü’nün bu iki mizahı yanyana koyup ikisini eşit görmesi kendi düşüncesidir, saygı duyarım ama bana göre bir benzerlikten öte ayrıksı bir durum vardır. Aynı kefede olmayı bırakın aynı seviye içinde düşünülmesi bana göre abestle iştigaldir. Peki Onur Ünlü aradaki hangi yüce mizah duygusundan bahsetmektedir. Yüce mizah duygusu olarak addedilen nitelik kime hitap edendir, ne olandır? Sizinki yüze mizahsa, biz halk yığınlarının mizahı nedir? Alçak mizah! Bunları da açıklasaydınız da yerimizi, haddimizi bilseydik.
Onur Ünlü kuvvetle muhtemel muhalif bir sinemacı olmaktan yoruldu. Dikkat çekmeye çalışıp yeniden Trt cenabını da içine alan ana akım düzeninde bir çark olmak istiyor. Mantıki olarak bakıldığında, Recep İvedik ne bir mizahtır, ne de teorik olarak ele alınacak, ülkedeki mizah geleneğini etkileyebilecek derecede derin bir eserdir. Recep İvedik bir tiplemeden yola çıkmış, o tiplemeyi bir takım hikayelerle süslemiş ve bir seri haline getirmiş bir komedi filmidir. Bunu kendisi de biliyor. Onur Ünlü gibi kendi mizahını yaratmış ve kitlelere kabul ettirmiş bir entelektüelin bu konulara girmemesini beklerdim. Ancak görünen o ki; Recep İvedik’in “gömülmesi” yüce mizah sahibi Onur Ünlü’yü rahatsız etmiş. Onur Ünlü beyefendi bir Recep İvedik yalnızlığı yaşamakta. Kemal Sunal ile İvedik’i aynı tutmak, sinemanın halk için mi yoksa sanat için mi olduğu konusuna arsızca değinip, insanları küçümsemek ancak bu Yeni Türkiye’de olabilirdi ve oldu. Bu Recep İvedik yalnızlığı, onu bir tür entelektüel bunalımına itmiş. Bu yalnızlık sadece ona ait değil tabii günümüzün politik ortamından nemalanıp kendini reddeden herkese ait bir bunalım. Yeni Türkiye’de kara mizah yapmak