19. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Başladı

Bu yıl 19. yaşını kutlayan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festival’inin açılış töreni Devlet Opera ve Balesi’nde yapıldı. Kültür Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Açık Toplum Vakfı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Çankaya Belediyesi’nin destekleriyle hazırlanan festivalin açılışına yüzlerce konuk katıldı.

Ankara’nın simge sanat kurumu olan Devlet Opera ve Balesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış töreni bu yıl on dokuzuncu kez yine çok renkli ve çok hareketliydi. Sinema ve tiyatronun sevilen yüzleri Şenay Gürler ve Yetkin Dikinciler’in sunduğu tören, Devlet Tiyatroları sanatçısı Funda Mete’nin yönettiği ve tiyatrocu Elvan Eker’in oynadığı kısa bir oyunla başladı. Oyun, festivalin bu seneki teması olan “Sevgi neydi?” sorusunu tiyatronun diliyle tartışmaya açtı.

ODTÜ’den “The Company” Müzikal Topluluğu’nun parçaları eşliğinde tören salonuna davet edilen seyirciler sahnede de müzikallerden parçalar eşliğinde coşkulu anlar yaşadı. Gecenin sürprizi Melis Danişmend, sevilen şarkılarını seyircilere armağan etti. Tek kişilik gösterisiyle komedyen Şirincan Çakıroğlu ise gecenin diğer sürprizi oldu.

Ödüller Sahiplerini Buldu!

Festival bu yıl da sinemaya farklı dallarda katkıda bulunan, kadın emeğinin görünür olması için mücadele eden ve kültür sanat yaşamımıza izler bırakan sinemacı kadınlara ödüllerini takdim etti. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin “Onur Ödülü” bu yıl oyuncu Selda Alkor’a verildi.

Festivalin “Bilge Olgaç Başarı Ödülleri”ni ise yönetmen Bingöl Elmas, görüntü yönetmeni Meryem Yavuz ve seslendirme sanatçısı Tülay Bursa aldı. Festivalin “Tema Ödülü” ise bu yıl Lisa Çalan’ın oldu. Sinemacı Lisa Çalan, Diyarbakır’daki bombalı saldırıda yaralan bir sinemacı.

Sevginizi Hep Diri Tutun

Bilge Olgaç Başarı Ödülleri’nden ilkini kucaklayan görüntü yönetmeni Meryem Yavuz: “Her zaman kamera arkasındaki kadınları unutmadınız. Bu sene ise bu değerli ödüle beni layık gördünüz” diyerek ödülünü aldı.

Festivalin Bilge Olgaç ödüllerinden bir diğerini kucaklayan yönetmen Bingöl Elmas: “Uçan Süpürge yıllardır bıkmadan uğraşıyor. Sinemacıların başı ise sansürle dertle. Ama Uçan Süpürge, sinemacıların yanında; sansürün karşısında. Bu ödülü ülkenin bir yakasında insanca yaşamak için savaşan insanlar için alıyorum” dedi.

Festivalin ödül sunduğu bir diğer isim olan Tülay Bursa ise: “Biliyor musunuz; bugün neyi farkettim. İlk oyunumu ben burada, bu sahnede oynadım. İlk ödülümü yine burada, bu sahnede aldım. Çok teşekkürler; değer verdiğiniz için, değerli kıldığınız için“. Bursa’ya ödülünü veren oyuncu Nur Sürer ise: “Bu serseriyi çok seviyorum ben. Duyar duymaz koştum, geldim. Ama şöyle bir şey de var: ‘Geçse de yolumuz bozkırdan, denize çıkar sokaklar’ diyor Murathan Mungan. Bugün Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarının 32. yılı ve biz bu insanları asla unutmayacağız” dedi.

Festivale video ile bağlanan ve bu sene Tema Ödülü’nü kucaklayan Lisa Çalan: “Umudunuzu yitirmeyin. Sevginizi ise hep diri tutun. Çünkü; ben böyle devam ediyorum. Ben, içinde bulunduğumuz ve gelişen süreçte bu ödülü Diyarbakır, Ankara ve Suruç’ta yaşamını kaybedenlere adıyorum” diyerek festival izleyicisini selamladı.

Festivalin açılış töreninde Onur Ödülü’nü alan Selda Alkor ise: “Ben 1985 senesinde aslına bakarsınız başladım bu kadın hareketine (Kartallar Yüksek Uçar). Bir Hanımağa ile karşıladım seyircimi. Ben ne şanslıyım ki, oynadığım kadınlarımı bütün ülke kabul etti. Ben şunu da sormak istiyor: ‘Sevgi neydi?’. Biz bu kavramı son dönemde çokça unuttuk. Ama biz yaşanan her şeye rağmen de bu sevgiyi peşimizden sürükleyelim; olur mu?“. Törende Alkor’a ödülünü sunan oyuncu Asiye Dinçsoy ise: “Biz Yeşilçam ile büyüdük. Onlarla böyle bir hayalin peşine düştük” diyerek Alkor’a ödülünü takdim etti. Gece Odtü “The Company” grubunun eğlenceli müzikleriyle ise son buldu.

Festivalin programı ise şöyle;

HER BİRİ AYRI RENK

Uluslararası Sinema Yazarları Birliği’nin (FIPRESCI) her yıl jüri gönderip film ödülü verdiği tek kadın filmleri festivali olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl yine FIPRESCI Jürisini ağırlıyor. 19. yaşını kutlayan festival, jüriye 14. kez ev sahipliği yapacak.

Sinema çevrelerinde saygınlığı bilinen FIPRESCI Ödülü, dünyanın dört bir köşesinde kadın sinemacıların imzasını taşıyan 12 filmden birine verilecek. Yıl boyunca dünya festivallerinde dikkat çeken, ödül kazanan uzun metraj kurmaca yapımlar, festivalin Her Biri Ayrı Renk bölümünde gösterilecek ve festivalin son gününde FIPRESCI Ödülü bu filmlerden birine gidecek. Uçan Süpürge, festival seyircilerini 5-12 Mayıs tarihleri arasında Ankara’nın simge sanat mekanlarından Kızılırmak Sineması’na bekliyor.

TAM GÖZLERİMİ AÇARKEN / AS I OPEN MY EYES, Leyla Bouzid 2015 – 102’- Tunus, Fransa, Belçika

İlk gösterimini Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan film, Yasemin Devrimi’ne tanık olmuş Tunus gençliğini anlatıyor. Baya Medhaffer’ın canlandırdığı Farah tıbbiyeyi kazandığı haberini alır. Bu durum annesi Hayet’i çok mutlu eder. O günlerde Farah’ın yeraltı müzik grubu cüretkar şarkı sözleriyle giderek fark edilen bir grup haline gelmiştir. Polisin atağı, Farah’ın gruptaki bir arkadaşının ‘köstebek’ olduğunu anlamasını sağlar… Başarılı yönetmen Leyla Bouzid “Tam Gözlerimi Açarken”i Ben Ali diktatörlüğünde kendi yaşadıklarından yola çıkarak filme aldı.

DAĞ / MOUNTAIN, Yaelle Kayam 2015 – 83’ – İsrail, Danimarka

Seyircisiyle ilk kez Venedik Film Festivali’nde buluşan “Dağ/Mountain”, öğretmen kocası Reuven (Avshalom Pollak) ve dört çocuğuyla Zeytin Dağı’na bakan mezarlıktaki tek evde yaşayan Tzvia’nın hikayesini anlatıyor. Dindar bir kadın olan Tzvia, kocası ve çocukları evde yokken büyük bir yalnızlığa gömülür. Mezar taşlarının arasındaki dar yollarda yürür, ziyaretçiler ve Filistinli işçilerle sohbet eder. Giderek artan yalnızlığının onu uyutmadığı bir gece mezarlığın seks işçileri ve uyuşturucu tacirleri için bir buluşma yeri olduğunu fark eder. Tzvia, Dağ’ın öteki yüzünü keşfedecek ve kendi yaşamına dair geri dönülmez bir yola girecektir.

DEVRİMCİLER/ PIONEER HEROES, Natalya Kudryashova 2015 – 115’ – Rusya

İlk kez Berlinale’de seyirci karşısına çıkan film, çocukluklarından beri arkadaş olan Olga, Katya ve Andrey’in mutluluğu bulmak için taşradan büyük kente yani Moskova’ya gidişlerinin öyküsü. Çocukken devrimci olmayı hedefleyen bu üçlünün hayatları umdukları gibi ilerlemez. Olga geçirdiği panik ataklardan muzdaripken, Andrey içindeki boşluğu bilgisayar oyunlarıyla doldurma gayretindedir. Katya ise huzursuzluk veren rüyalarla boğuşmaktadır. Amaçlarından uzağa savrulan hayatları beraberinde mutsuzluk ve tatminsizlik getirmiştir… Natalya Kudryashova, Sovyetler Birliği’nde geçen çocukluk ile bugünün Moskova’sında yetişkinlik arasında sıkışan hayalleri beyazperdeye ustalıkla aktarıyor.

ÇARŞAMBA ÇOCUĞU/ THE WEDNESDAY CHILD, Lili Horváth 2015 – 94’ – Macaristan, Almanya

Maja dokuz yaşındayken annesinden duyduğu son sözler onu çok etkilemiştir: Maja bir çarşamba günü dünyaya gelmiştir ve annesi çarşamba günü doğan çocukların hayatta her şeyi başarabileceğine inanmaktadır. Maja artık 19 yaşındadır ve yetimhanede kalan dört yaşındaki oğlunu düzenli olarak ziyaret etmektedir. Bu yetimhane onun için çok tanıdık bir yerdir çünkü burası aynı zamanda erkek arkadaşı ve çocuğunun babası Krisz ile tanıştığı yerdir. Bulduğu yeni iş Maja için çocuğunu yetimhaneden çıkarabilecek yeni bir umut kapısı olmuştur… Macaristanlı yönetmen Lili Horváth bu çarpıcı hikayeyle aslında insanın önündeki en büyük engelin kendisi olduğunu gösteriyor.

MA, Celia Rowlson-Hall 2015 – 80’ – ABD

Venedik Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan Celia Rowlson-Hall imzalı “MA”, Meryem Ana’nın yaşam yolculuğunun postmodern versiyonu diyebileceğimiz usta işi bir film. Kadın amacına ulaşmak için Amerika’nın güneybatısındaki yanmış topraklardan geçmek zorundadır. Celia Rowlson-Hall aynı zamanda canlandırdığı MA’nın gözünden bu kadim dinsel anlatıyı film karelerine dönüştürürken, iki bin yıllık hikayeye farklı bir yorum getiriyor. Meryem kurtarıcıya hayat verirken kendi hayatını feda etmiyor.

MARTILAR/ THE GULLS (Chaiki), Ella Manzheeva 2015 – 87’ – Rusya

Ella Manzheeva’nın yönettiği ve başrolünü Evgeniya Mandzhieva’nın oynadığı “Martılar/The Gulls”, Kalmykia’da yaşayan Elza’nın iç dünyası ve yaşadığı çelişkileri mercek altına alıyor. Balıkçı kocasını terk etmek isteyen Elza, belirsizlikten korktuğu için bu adımı atmakta zorlanır. Hayatındaki büyük ve ani değişiklikler Elza’nın hayat, mutluluk ve özgürlük adına o zamana dek doğru bildiklerini gözden geçirmesini sağlayacaktır.

YAZ VAKTİ/ SUMMERTIME, Catherine Corsini 2015 – 105’ – Fransa, Belçika

Usta yönetmen Catherine Corsini’nin son filmi “Yaz Vakti/Summertime” ilk gösterimini Locarno Film Festivali’nde yaptı. 1971 yılında Paris’te İspanyolca öğretmenliği yapan feminist Carol, çiftçi bir aileden gelen Delphine ile tanışır. Birbirlerine tutkulu bir şekilde aşık olurlar. Delphine’in babasının ani ölümüyle hayatlarında büyük bir değişiklik yapmak zorunda kalırlar. Annesinin yanına taşınan Delphine’den uzak kalma fikrine dayanamayan Carol, sevgilisinin yanına gitmeye karar verir… Catherine Corsini, 1970’lerin başında Fransız taşrasında aşklarını yaşamaya çalışan kadınların hikayesini anlatıyor.

EZGİLERİN EZGİSİ “NEŞİDELER NEŞİDESİ”/ SONG OF SONGS (PESN PESNEY), Eva Neyman 2015 – 75’ – Ukrayna

Eva Neyman’ın yönettiği filmde Busya’nın kendini prenses olarak ve Shimek’in de prens olarak gördüğü bir masal anlatılıyor. Hayalperest Shimek, komşu kızı Busya’yla, bulundukları yerden kaçmakla ilgili fantastik hayallerini paylaşır ve Busya’yı aklına koyduğu her şeyi yapabileceğine inandırır. Doktor olan Shimek, yıllar sonra Busya’nın evlenmek üzere olduğu haberini alır ve artık yitirdiği krallığına döner. Sahip olabileceklerinin yasını tutan Shimek’in artık tek çaresi aşkını anlatabilecek bir şarkı söylemektir.

YEMİNLİ BAKİRE/ SWORN VIRGIN (VERGINE GIURATA), Laura Bispuri 2015 – 84’ – İtalya, İsviçre, Arnavutluk, Almaya, Kosova

Hana, Arnavutluk’ta toplumsal cinsiyet rollerinin halen hüküm sürdüğü eski bir yerleşim bölgesinde büyümüştür. Onu kadın ve hizmetçi kılacak olan kaderinden kaçmak için kendini ömür boyu sürecek bekarete adar, yani kadınlığından vazgeçerek eski bir Arnavut geleneğine sığınır. Hana’nın adı artık ‘Mark’tır; bundan böyle yaşamını bir erkek olarak sürdürecektir. Günlerini içki içip ağaçlara tırmanan bir erkek olarak geçiren Mark’ın koruyucu ailesi bir gün aniden ölünce yalnız kalan Mark anayurdu İtalya’ya, onlardan ayrılmış olan evlatlık kız kardeşi Lila’nın yanına gider. Mark burada, 14 yıl sürdürdüğü hayattan sıyrılıp Hana kimliğini tekrar kazanmaya çalışacaktır… Alba Rohrwacher’in başrolde oynadığı film, 65. Berlinale’de yarışma bölümünde gösterilmişti.

ANA YURDU/ MOTHERLAND, Senem Tüzen 2015 – 94’ – Türkiye, Yunanistan

Senem Tüzen’in ilk uzun metrajlı filmi “Ana Yurdu”nun başrollerini ödüllü oyuncular Esra Bezen Bilgin ve Nihal Koldaş üstleniyor. Boşanma döneminin ardından işini bırakan ve İstanbul’dan ayrılan Nesrin her zaman yazar olmanın hayalini kurmuştur. Yazmaya başladığı ilk romanını anneannesinden kalan köy evinde tamamlamaya karar verir. Ancak, uzun zamandır görüşmediği annesinin beklenmedik ziyareti Nesrin’in planlarını değiştirecektir… Daha önce kısa filmleri Uçan Süpürge’de gösterilen Tüzen, “Ana Yurdu” ile Venedik Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası bölümünde ‘Geleceğin Aslanı’ ödülü için yarışmıştı.

EVRİM/ EVOLUTION – Lucille Hadzihalilovic 2015 – 81’ – Fransa, Belçika, İspanya

Yönetmen Lucile Hadzihalilovic’in merakla beklenen yeni filmi “Evrim/Evolution” rüyalarla kabuslar arasında gidip geliyor. Sadece aynı yaştaki oğlan çocuklar ve annelerinin yaşadığı bir sahil kasabasındayız. Hayatları son derece izole ve katı olan bütün bu oğlanlara anneleri tarafından bazı ilaçlar verilmektedir. Bir gün yalnız başına yüzen küçük Nicolas suya daldığında bir çocuk cesediyle karşılaşır ve hayatının gerçekliğini sorgulamaya başlar. Nicolas artık bir şeylerin yanlış gittiğinin farkına varacaktır… Hadzihalilovic, “Innocence/Masumiyet”ten 12 yıl sonra bu yeni filmiyle uluslararası alana güçlü bir dönüş yaptı. İlk gösterimini Toronto’da yapan film, yarattığı atmosferle seyirciyi çarpıyor.

GELECEK GÜNLER/ THINGS TO COME (L’AVENİR) Mia Hansen-Løve, 100’, Fransa, Almanya

Mia Hansen-Løve, beşinci filmi olan “Gelecek Günler/Things to Come” ile bu yıl Berlinale’den en iyi yönetmen ödülüyle döndü. Filmde güçlü bir kadın karakter izliyoruz. Isabelle Huppert’in hayat verdiği Nathalie’nin peşinden Fransa’ya gidiyoruz. Paris’te bir lisede felsefe dersi veren, işine tutkuyla bağlı bir öğretmendir Nathalie. Sürekli ilgi bekleyen yaşlı annesi, çok sevdiği işi ve ailesi arasında üçe bölünmüş hayatı kocasının boşanmak istemesiyle değişmeye başlar. Nathalie, orta yaştan sonra hayatın getirdiği değişikliklerle geleceğini nasıl kuracaktır? Berlin’de ana yarışmanın en dikkat çeken filmlerinden olan Gelecek Günler, hayatın akışını ilgi çekici kılan senaryosu ve Isabelle Huppert’in oyunculuğuyla kaçırılmaması gereken bir film.

FIPRESCI JÜRİSİ

Bu yıl festivalimizde görev alacak FIPRESCI Jürisi; Macaristan, Gürcistan ve Türkiye’den sinema yazarlarından oluşuyor.

Janka Barkóczi

Macaristanlı eleştirmen ve sinema tarihçisi. Ulusal ve uluslararası çeşitli dergiler için düzenli yazılar yazıyor ve Budapeşte Metropolitan Üniversitesi Medya Sanatları Enstitüsü’nde doçent olarak ders veriyor. Barkóczi, Avrupa ve Orta Doğu Sineması, görsel propaganda teknikleri ve sinemada tarih temsilleri üzerine yoğunlaşmaktadır.

Salome Kikaleishvili

Eleştirmen, gazeteci ve editör. 2003’te günlük gazete “24 Hours”da çalıştı. 2005’ten beri aylık dergi “Tskheli Shokoladi” için muhabirlik ve web editörlüğü görevlerini yürütüyor. 2005’te “Cinema” adlı, uluslararası film festivallerini inceleyen derginin genel yayın yönetmeni oldu. Haftalık “Tabula” gazetesinde kültür-sanat editörlüğü yaptı. 2015’te National Geographic Gürcistan’ın internet editörlüğü ve “Adami Doğu Avrupa’daki Kültür Çeşitliliği Medya Ödülü” yarışmasının koordinatörlüğünü yaptı. TV ve Radyo Devlet Enstitüsü ve Tiflis Güzel Sanatlar Devlet Akademisi’nde sinema tarihi dersleri verdi.

Seray Genç

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. Doktorasını Marmara Üniversitesi Radyo TV ve Sinema’da tamamladı. Görüntü, Yeni İnsan Yeni Sinema ve Express dergilerinde sinema yazıları yazdı. Halen “Yeni Film” dergisi yazarı ve editörü olarak çalışıyor. Katkıda bulunduğu bazı kitaplar: Üçüncü Sinema ve Üçüncü Dünya Sineması, Sınıf İlişkileri: Sureti Soldurulmuş Bir Resim mi?, Devrim yahut Vasat: Üretim, Deneyim ve Teknoloji, Darbeli Düşler: 80’li Yıllar Türkiye Sineması, İsyan ve Devrim Filmleri, Sanatçı ile Buluşma: Theo Angelopoulos.

KUZEY IŞIKLARI

Norveçli Yönetmen Anja Breien’in beş filminden oluşan Kuzey Işıkları bölümünde, Breien’in beyazperdeye taşıdığı farklı kadın hikayelerinin farklı zamanlarını izleyeceğiz.

CADI AVI/ THE WITCH HUNT – Anja Breien, 1981, Norveç

ZEVCELER /WIVES – Anja Breien, 1975, Norveç

ON YILIN ARDINDAN ZEVCELER /WIVES AFTER TEN YEARS – Anja Breien, 1985, Norveç

ZEVCELER III / WIVES III – Anja Breien, 1995, Norveç

YAKIN AKRABALAR/NEXT OF KIN – Anja Breien, 1979, Norveç

OLAY YERİ: AİLE

Festivalin vazgeçilmez bölümlerinden Olay Yeri: Aile, en kolay kabul ettiğimiz, en zor sorguladığımız ‘aile’yi farklı türlerden ve çeşitli coğrafyalardan filmlerle mercek altına alıyor.

ZOUZOU /ZOUZOU- Blandeline Lenoir, 2014, Fransa

KÖPEK/ THE DOG – Esen Işık, 2015, Türkiye

NOJOOM 10 YAŞINDA VE BOŞANDI / I AM NOJOOM, AGE 10 AND DIVORCED – Khadija Al-Salami, 2014, Yemen

BİR AYRILIK / A SEPARATION – Karin Ekberg,2013, İsveç

ANNE MUTSUZSA HERKES MUTSUZ / IF MAMA’S AIN’T HAPPY, NOBODY’S HAPPY – Mea De Jong, 2014, Hollanda

NAHİD /NAHID – Ida Panahandeh, 2015, İran

BELGESELLER

Kurmaca filmlerin yanı sıra belgeseller de sinemaseverlerin listesinde ilk sıralarda. Festival belgeselleriyle bu yıl çok iddialı.

ARTIK HAYALLERİM VAR /THROUGH MY LENS – Nefin Dinç, 2015, Türkiye

BAĞLAR – Berke Baş, Melis Birder, 2015, Türkiye

İSTANBUL MAKAMI / ISTANBUL NOTE – Özlem Sarıyıldız, Yunus Emre Aydın, 2015, Türkiye

KUZEY BÖLGESİ / ZONA NORTE – Monika Treut, 2016, Almanya

ÖZEL DEVRİMLER: GENÇ, KADIN VE MISIRLI/PRIVATE REVOLUTIONS: YOUNG, FEMALE AND EGYPTIAN – Alexandra Schneider, 2014, Avusturya

PORTAKALIN UYKUSU /SLEEP OF ORANGES- Eylem Şen, 2015, Türkiye

VANK’IN ÇOCUKLARI / VANK’S CHILDREN – Nezahat Gündoğan, 2016, Türkiye

TÜRKİYE’DEN FİLMLER

Bu bölümdeki filmler, geçtiğimiz yıl Türkiye sinemasında kadın yönetmenlerin üretimlerindeki önemli artışın yanı sıra bu filmlerin ulusal ve uluslararası festivallerdeki başarılarına dikkat çekmek amacıyla festival seyircileriyle buluşacak. Bu filmler ele aldığı konular yoluyla beyazperdedeki kadın temsillerinin çeşitlenmesini sağladıkları ve sektörde kadın emeğini her aşamada görünür kıldıkları için de umut vadediyor.

KASAP HAVASI/WEDDING DANCE – Çiğdem Sezgin, 2015, Türkiye

NEFESİM KESİLENE KADAR /UNTIL I LOOSE MY BREATH – Emine Emel Balcı, 2015, Türkiye-Almanya

TOZ BEZİ /DUST CLOTH – Ahu Öztürk, 2015, Türkiye

YEMEKTEYDİK VE KARAR VERDİM/WE WERE DINING AND I DECIDED – Görkem Yeltan, 2015, Türkiye

PEMBESİZ MAVİSİZ

Cinsiyet kimliklerine ve cinsiye temelli her türlü ayrımcılığa dikkat çekmek için uzun yıllardır festivalin vazgeçilmez bölümlerinden olan Pembesiz Mavisiz’i bu yıl Pembe Hayat KuirFest ekibi hazırladı.

AYIN MUAYYEN GÜNÜ /THAT DAY OF THE MONTH -Jirassaya Wongsutin, 2014, Tayland

BU EVE HOŞGELDİNİZ /WELCOME TO THIS HOUSE – Barbara Hammer, 2015, ABD, Brezilya, Kanada

INGRID EKMAN – Cristine Berglund, Sophie Vukovic – 2014, İsveç

KOD AKADEMİ /CODE ACADEMY – Nisha Ganatra,2014, ABD

SAHİL HAVASI / THE STRAND – Aude Léa Rapin, 2014, Fransa

YALNIZ YILDIZLAR / LONELY STARS- Fernando Urdapilleta, 2015, Meksika

NO PASARAN/SINIRLARDA

Sınırlar, bayraklar, savaşlar, yerinden edilmeler, yoksunluklar, şiddet, tel örgüler… Diğer yanda ise umuda, dayanışmaya, iyi bir habere duyulan ihtiyaç… İnsan türünün savaşla çizdiği sınırlardan sesleniyor kadınlar.

SURİYE KRALİÇELERİ / QUEENS OF SYRIA – Yasmin Fedda, 2014, Ürdün

HALEP’İM / MY ALEPPO – Melissa Langer, 2015, ABD

TEPEDE BEŞ KADIN /FIVE WOMEN ON THE HILL – Ece Kınacı, 2015, Türkiye

KISA OLMAZSA OLMAZ

DÖNÜŞ/THE RETURN – Hale Güzin Kızılaslan, 2015, Türkiye

GRİ BÖLGE / MOTHER VIRGIN NO MORE – Derya Durmaz, 2015, Türkiye

GÜNAH /THE SIN – Gülistan Acet, 2015, Türkiye

KARTALIN AĞACI/THE EAGLE’S TREE- Gülnaz Bingöl, 2015, Türkiye

MERKÜR /MERCURY – Melis Balcı, Ege Okal, 2015, Türkiye

SU ALMAYA GİDİYORUM BİR ŞEY İSTEYEN VAR MI?/GOING OUT TO GET WATER – Esme Madra, 2016, Almanya

ÖZEL GÖSTERİM

Şiirsel tarzıyla tanınan usta yönetmen Naomi Kawase’nin Cannes’da ilk gösterimini yapan son filmi “Umudun Tarifi”, lezzetli bir felsefi sinema örneği.

UMUDUN TARİFİ /SWEET BEAN – Naomi Kawase, 2015, Japonya-Fransa-Almanya

Etkinlikler

5 Mayıs

Söyleşili Gösterimler

  • Film: “Bağlar” (Yönetmen Berke Baş’ın katılımıyla)

16:30 Kızılırmak Sineması

  • Film: “Kuzey Bölgesi” (Yönetmen Monika Treut’un katılımıyla)

19:00 Kızılırmak Sineması

  • Film: “Vank’ın Çocukları” (Yönetmen Nezahat Gündoğan ve yapımcı Kazım Gündoğan’ın katılımıyla/)

21:00 Kızılırmak Sineması

6 Mayıs

Söyleşili Gösterim

  • Film: “Zevceler” (Yönetmen Anja Breien’in katılımıyla)

16:30 Kızılırmak Sineması

7 Mayıs

Söyleşili Gösterimler

  • Film: “Kasap Havası” (Yönetmen Çiğdem Sezgin ve oyuncu Şenay Gürler’in katılımıyla)

14:00 Kızılırmak

  • Film: “Yemekteydik ve Karar Verdim” (Yapımcı Yalçın Akyıldız’ın katılımıyla)

16:30 Kızılırmak Sineması

  • Film: “Özel Devrimler, Genç Kadın ve Mısırlı”

17:00 Alman Kültür Merkezi

  • Film: “Cadı Avı”

18:30 Kızılırmak Sineması

 Atölye

  • Meryem Yavuz ile “Görüntü Yönetmenliği Atölyesi”

15:00 Alman Kültür Merkezi/Goethe Institut

  • Dilan Bozyel ile “Kadın Vizörünün Gücü” Fotoğraf Atölyesi

14.00 Mimarlar Derneği 1927

8 Mayıs

Söyleşili Gösterimler

  • Film: “Toz Bezi” Film ekibi ve İmece Ev İşçileri Sendikası’nın katılımıyla)

İşçi Filmleri Festivali ortaklığıyla

14:30 Kızılırmak Sineması

  • Film: “Anayurdu”

16:30 Kızılırmak Sineması

Panel

  • “Orta Doğu’nun Kadın Sesleri” (Evrim Hikmet Öğüt’ün sunumuyla)

İşçi Filmleri Festivali ortaklığıyla

15:00 Çağdaş Sanatlar Merkezi

Söyleşi

  • Mine Söğüt “Sinemadan Çıkanlara Öyküler”

17:30 Çağdaş Sanatlar Merkezi

9 Mayıs

Söyleşili Gösterim

  • Film: “Bir Ayrılık”

17:00 Alman Kültür Merkezi

10 Mayıs

Forum / Forum

  • “Sanatsal İfade Özgürlüğü Forumu” (Siyah Bant ortaklığıyla)

15:00 Çağdaş Sanatlar Merkezi

11 Mayıs

Söyleşili Gösterim

  • Film: “İstanbul Makamı”

13:00 Çağdaş Sanatlar Merkezi

Panel

  • “Türkiye’ye Hoş Geldiniz!”

19:00 Alman Kültür Merkezi

Oyun

  • “Aşk Dersleri”, Yönetmen: Füsun Demirel

19:00 Cer Modern

12 Mayıs

Söyleşili Gösterim

  • Film: “Nefesim Kesilene Dek”

16:00 Kızılırmak Sineması

Festival Kapanış ve Ödül Töreni

19:00 Kızılırmak Sineması

FIPRESCI Ödülü’nü kazanan filmin gösterimi

21:00 Kızılırmak Sineması

Festival Mekanları

Festival filmleri 5-12 Mayıs tarihleri arasında hafta boyunca

  • Kızılırmak Sineması
  • Alman Kültür Merkezi
  • Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gösterilecek.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir