Üçüncü Wolverine filminin, Marvel evreninin en karizmatik kahramanı Logan’a kendi karizmasını da katarak yıllardır en beğenilen karakter olmasını sağlayan Hugh Jackman’ın yer alacağı son Wolverine olacağını aylar öncesinden biliyorduk. Yine de ne yaşlanmasını bekliyorduk, ne başına gelecekleri. Daha doğrusu bu Jackman’ın son kez canlandıracağı Wolverine olsa da sinema evreninde bundan sonra da Wolverine’i göreceğimizden emin olduğumuz için çizgi romanda olduğu gibi Wolverine’i sinemada da öldürmelerini beklemiyorduk. Üstelik son X-Men filmi Geçmiş Günler Gelecek’te yepyeni bir başlangıç yapılıyor gibi görüldüğünden bu yeni başlangıca Wolverine’i oynayacak yeni aktörle başlanacağını düşünmüştük. Ancak Hugh Jackman’a vedayı görkemli bir şekilde yapmayı tercih etmişler.
2014 yılı sonuna gelindiğinde Wolverine’in çizgi roman serisinde öldürüleceği netleşmişti. Uzaydan gelen bir virüs nedeniyle iyileşme yeteneğini kullanamayan Wolverine’in ölümü hazırlanmıştı. Sinemada da Wolverine’in ölümü kullanılmaya karar verilmiş. Ancak uzaydan gelen bir virüs yerine hikayeyi biraz daha detaylandırmak için bir başka Wolverine hikayesi olan Old Man Logan’ı kullanarak da Wolverine’i yaşlandırmışlar. Dolayısıyla hem iyileşemeyen, hem yaşlanmış bir Logan var karşımızda. Ancak buna rağmen karizmasından pek bir şey kaybetmediği bir gerçek.
Filmdeki dünya, Old Man Logan çizgi romanındaki dünyaya oldukça yakın. Çizgi romanda süper kötülerin birleşmesiyle birlikte meydana gelen dünya savaşında Mysterio’nun etkisindeki Logan, tüm X-Men kahramanlarını öldürdüğünde neredeyse tek başına kalır. Filmdeki dünya da benzer. Sonuç olarak da mutantların artık yok olduğu bir dünyada Logan, Profesör Xavier ile birlikte mutant avcılarına yakalanmadan yaşamaya çalışır.
Marvel’in önce yapım şirketlerine dağıttığı sonra toplamaya çalıştığı karakterlerle yarattığı devasa sinema evrenine alamadığı karakterler içinde Marvel evrenine tek başına kafa tutan ve o evrendeki neredeyse her karakterden daha çok sevilen Wolverine’i öldürme fikri oldukça radikal bir fikir. Bundan sonra nasıl bir yol izlenecek, Wolverine tekrar hayata mı döndürülecek yoksa Örümcek Adam serileri gibi başka bir evren yaratılarak yeni bir Wolverine mi izleyeceğiz bilmiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki Marvel, gelecek yıllarda Örümcek Adam’da yaptığı gibi Wolverine’i de konuk olarak sinema evrenine katabilse de Hugh Jackman’la efsaneleşen Wolverine’in Robert Downey Jr., Chris Evans, Chris Hemsworth, Mark Ruffalo ve Scarlett Johansson’un yer aldığı dünyada olamayacağı artık kesin. İçten içe bunun olamayacağını zaten bilsem de yine de bir umudum vardı.
Logan filmine geri dönersek, önceki Wolverine filmlerine göre biraz daha karanlık bir dünya yaratılmış durumda. Bununla birlikte Wolverine’in yaşlılığı ve X-Men serisinin Wolverine ile birlikte en etkili iki adamından biri olan Profesör Xavier’in de yaşlılığı, çaresizliği ve acınası durumu bu karanlık dünyanın atmosferini daha da karanlık hale getirmiş. Yaratılan bu dünya, Wolverine’in yaklaşan sonu ve yine mutantlarla savaş halinde olan insanların mutanları yaratma ve yok etme konusundaki acımasızlıkları sayesinde belki de süper kahraman dünyasının en iyi filmlerinden birisi ortaya çıkmış. Özellikle Patrick Stewart’ın filme katkısı muazzam. Filmin kötü karakterlerinden Pierce’ın varlığı ve içinde bulunulan dünya filmi biraz Mad Max havasına soksa da kendi ayakları üzerinde duran bir yapım Logan. Bundan önce hiçbir süper kahraman filmi izlememiş olsanız da ilgiyle izleyeceğiniz bir yapım. Özellikle neden çekildiği bile belli olmayan, sadece karakteri Marvel’i kaptırmamak için çekmek zorunda oldukları hissi veren bir önceki fantastik Wolverine filmine kıyasla çok üst düzey bir film olduğu gerçek.
Hem çizgi romanları, hem onlardan uyarlanan filmleri seven birisi olarak bende bu filmin büyük bir boşluk bıraktığını ve Hugh Jackman’a veda etme gerçeğini kabullenemediğimi belirteyim. Fantastik dünyayı sever ya da sevmezsiniz ama Hugh Jackman’ı son kez Wolverine olarak beyaz perdede izleme şansını elinizin tersiyle itmeyin. Çünkü bu birliktelik sinema dünyasının en iyi birlikteliklerinden birisi ve efsane olmak üzere.