ANİDEN

TAM TAMINA AİT OLDUĞUN YERİ BULMAK İÇİN KAYBOLMAK GEREKİR

KONUSU

Uzun süredir yaşadığı Hamburg’tan eşiyle birlikte ailesinin yanına İstanbul’a geri dönen Reyhan birden bire koku alamamaya başlar ve bu durum karşısında oldukça endişelenir. Sonrasında ise tamamen kendi inisiyatifiyle birden ortadan kaybolur ve tamamen benliğine dair, geçmişine dair bir yolculuğa çıkar.

Yazının buradan sonrası filmi izlemeyenler için spoiler içermektedir.

ANALİZ

Genç yönetmen Melisa Önel’in ikinci uzun metrajlı filmi Aniden başlıkta da belirtmiş olduğum önermeyi haklı çıkarma yolunda aniden ortadan kaybolan, koku almakta problem yaşayan orta yaşlı Reyhan’ın hikayesini aktarıyor bizlere. Bunu yaparken de sahneden sahneye soru sordurmak, merak ettirmek ve herhangi bir şeyi sorgulatmaktan da kesinlikle geri kalmıyor.

Bu yönleriyle Aniden ciddi anlamda oldukça iyi bir film ama özellikle güçlü bir tek ana karakter çalışması olarak görülebilecek bir film. Oyunculuklara gelirsek tiyatro kökenli Defne Kayalar oldukça etkileyici bir solo performans sunarak filmi taşıyan başlıca unsur, onun haricinde Öner Erkan da güçlü bir yardımcı karakter olarak göze çarpıyor. Aslında başlarda yan karakter olarak başlayan Erkan’ın görme engelli Ömer’i sonradan sonraya baş karakter olma yolunda da ilerliyor ancak yönetmen Reyhan’la Ömer’in birbirlerini tamamlamalarını ve Ömer’in de olması gerektiği yeri çok iyi planlamış.

Reyhan aslında baskın bir anneyle büyümüş bir karakter, çocukluğunda geçirdiği kazanın sebep olduğu aksaklığının yanı sıra annesi sebebiyle de aksak, eksik diyebileceğimiz bir ergenlik ve gençlik geçirmiş. Mutlu olamamış, kendini ait hissetmediği bir aile kurmuş, eşiyle hiçbir ortak yanı olmayan, tamamen kendisine diretilen hayatı yaşamak zorunda kalmış birisi. Kendi kendine ‘aniden’ ortadan kaybolunca da gerçek anlamda kendisini bulmaya dair bir yolculuğa çıkıyor.

Yolculuk yaptığı, herhangi kapalı bir mekanda olmadığı sahnelerde genellikle beyaz bir renk paletinin filmde hakim olması hayli anlamlı oluyor, seyircide ‘karakterin yolculuğuna devam ettiğine, devam edeceğine’ dair izlenim vermesi açısından yerinde bir karar. Ancak özellikle çocukluğa ve annesiyle birlikte yaşadıkları eve döndüğümüzde genel bir turuncu hakimiyeti görüyoruz. Burada da koyu bir turuncu tercih ediliyor ve bu da sinemadaki gerilim anlamı vermesi nedeniyle yerinde bir karar.

İşe başlamak için başvurduğu otelde ise yeni insanlar katılıyor Reyhan’ın hayatına, otel sahibi, temizlikçi ve görme engelli olan Ömer. Ömer’in ilk andan itibaren Reyhan’ın hayatına dokunabileceğini anlıyoruz aslında çünkü ikisinin de engelleri var veya birbirlerine benzerlikleri var. Ömer’in Reyhan’ın koku kaybından haberdar olduğunu bilmiyoruz ama onda kendisine yakın bir şeyler bulması çok uzun sürmüyor. Aralarındaki cinsel birliktelikte ise bedensel olmanın yanı sıra ruhsal ve duyusal uyumları ciddi anlamda göze çarpıyor. Finale doğru ilerlediğimizde ise Reyhan terk ettiği ailesinin yanına geri dönüyor ve onları bir hayalet gibi izliyor, burada tekrar bir beyaz hakimiyeti görüyoruz ve yanlarından ayrıldığında da tekrardan beyazlar içinde ekran kararıyor.

Özellikle koku duyusunun seçimi filmin en büyük artısı diyebileceğimiz yeri. Çünkü kokunun normal bir duyu olmasının yanı sıra bir insanın geçmişine dair yolculuğa çıkma, bir şeyler arama, bulma veya merak etme & ettirme üzerine de çok kullanışlı bir duyu olduğu aşikar. O yüzden de bu filmde koku tam tamına bir karaktere dönüşüyor adeta, rol çalıyor. Önemli anlarda ortaya çıkarak arayışın devam ettiğinin ve edeceğinin de habercisi oluyor. Finaldeki beyaz da bu anlamı taşıyor. Reyhan’ın yolculuğu devam ediyor.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir