COŞKUYLA, İPLE ÇEKERKEN GERÇEKLERLE KARŞILAŞMAK
Çiçeği burnunda genç yönetmen Molly Manning Walker’ın yönettiği How To Have Sex (Nasıl Seks Yapacağız) en nihayetinde 29 Aralık’ta Mubi Türkiye’de gösterime girdi. Cannes’da Golden Camera (Altın Kamera) ödülünü kazanarak dikkatleri üzerine çekmiş olan film, üç genç kadının birlikte çıktıkları bir tatil turunda yaşadıklarını anlatıyor.
Yazının buradan sonrası filmi izlemeyenler için spoiler içermektedir.
ANALİZ
How To Have Sex, Molly Manning Walker’ın ilk uzun metrajlı filmi. Ancak buna rağmen dilini tam tamına oturtmuş ve ne anlatmak istediğini kesinlikle bilen çok güçlü ve cesur bir ilk film. Özellikle isminden mütevellit aslında seyirciyi soktuğu beklenti ile filmin sonunda tamamen yaşattığı ters köşe hissi çok başarılı. Burada bahsettiğim sadece finali içeren, klasik bir ters köşe final meselesinden ziyade, filmin tamamına yayılan bir ters köşeden bahsediyorum aslında.
Tara, Paige, Em. Bebekliklerinden beri birbirlerini tanıyan çok yakın arkadaşlar. Üçü de ergenliklerinin sonlarında, ilk gençliklerinin başlarındalar. Üçü de çok heyecanlı çünkü aileleri olmadan bir başlarına büyük bir eğlence merkezine tatile gidiyorlar. Partilerin adeta 7/24 devam ettiği, insanların birbirleriyle tanıştığı, kalabalık grupların katıldığı partiler. Ve gittikleri otel zaten bu partileri düzenliyor, yani kaldıkları villalar dışında neredeyse hiçbir yere gitmiyorlar konserler dışında.
İlk cinsel deneyim heyecanı Tara’nın da Paige’in de, Em’in de başlıca hedefleri. Ancak elbette bu tatil aslında birbirlerini tanımaları, karanlık yönlerini, kıskançlıklarını, benliklerini, bedenlerini tanıma yolculuğuna dönüşüyor. Ana karakter olan Tara aslında ilk başta her şeyin çok güzel başladığı bu tatilde arkadaş zorbalığından kıskançlığa, birçok duyguyu da tadıyor. Film aslında bir büyüme, gençlik hikayesinden izler taşımasına rağmen oldukça karanlık bir havaya sahip, renk paleti özellikle Tara’nın dünyasına girdiğimizde daha koyu tonlara doğru kayıyor. Buralarda görüntü yönetmeni Nicolas Canniccioni’nin başarısı yadsınmamalı. Özellikle Skye’ın kendisine duyduğu kıskançlık ve sonrasında yaptığı dokundurmalar, onun bencilliğiyle mutlu bir tatil yaşamasını sağlarken Tara’nın berbat bir ‘ilk cinsel deneyim’ yaşamasına neden oluyor.
How To Have Sex aslında rıza kavramını da hayli deşen bir film. Deşen derken olumsuz anlamda değil, üzerine düşünen anlamda. Neyin rıza olup neyin olmadığı, erkeklerin tamamen neredeyse kendileri için yaratılmış dünyada bu kavramı neredeyse bilmeden, inkar ederek davranmaları, genç kadınların da aslında bu tatille, özellikle Tara’nın cehennem diyebileceğimiz bir süreçten geçtiği de önemli bir gerçeğe dönüşüyor. Fin Oates’in zeki kurgusu da işte tam burada devreye giriyor ve adeta rol çalıyor. Sonuca gelirsek How To Have Sex, aslında kesinlikle finaliyle ismindeki soruya net bir cevap veren önemli bir film, yılın da büyük sürprizlerinden. Oyunculuklarda Tara rolüyle Mia McKenna Bruce ise gerçekten göz kamaştırıyor. Özellikle Tara’nın yüzüne çok kez uygulanan yakın planlar bizi karakterin ruhunun derinliklerine dair yolculuğa çıkarıyor diyebiliriz. Yönetmen Molly Manning Walker How To Have Sex ile tam anlamıyla ne çekmek istediyse onu çekmek istediğine bizleri rahatlıkla ikna ediyor.