İHSAN OKTAY ANAR’IN AMAT ROMANI İLE TOLGA KARAÇELİK’İN SARMAŞIK FİLMİNDE KULLANILAN GEMİ METAFORU ÜZERİNE BİR İNCELEME

Gemi metaforu, Türk ve Dünya edebiyatında oldukça sık kullanılan bir motiftir. Bu motifin kaynağını Nuh Peygamber’e kadar dayandırabiliriz. Tanrı’nın diğer canlı varlıkların devamını sağlayabilmek adına Nuh Peygamber’e gemi yapmasını emretmesi bu motifin çıkış noktasıdır. Dünya Edebiyatı’nda ise Robinson Cruse’u bir adaya mahpus eden gemi gibi, ya da Rimbaud’un Sarhoş Gemi adlı şiiri gibi oldukça yoğun ve tematik bir şekilde gemi motifi varlığını devam ettirmiştir. Türk Edebiyatı’na geldiğimizde ise eskiden beri özellikle de Şeyh Galib’in gemi ve ona bağlı yolculuk mazmunları oldukça geniş bir yer tutar.2 Modern Türk şiirinde bu motif daha çok ölüm, yaşanılan dünyadan bir kaçış, gidilecek son durak, tabut gibi benzetmelerle kendine yer edinmiştir. Salim Çonoğlu bu motifin kullanılış biçimiyle alakalı şunları söyler: “Yaşadığı toplumla sağlıklı bir bağ kuramayan ve toplumsal hayatı öteleyen şair, gemi aracılığıyla gerçekte olmasa bile şiir ikliminde farklı yerlere yelken açma arzusu duyar. Sonsuzluk duygusunun bir barınağı olarak karşımıza çıktığı da olur. İçinde yaşadığı dünyaya sığmayan şair, gemi aracılığıyla yaptığı düşsel yolculukta engin denizlerin ortasında kendisini özgür hisseder ve sonsuz bir açılımı gerçekleştirir.”3 Yahya Kemal’in ruhun sonsuzluğa sessizce yolculuk ettiğini anlatan Sessiz Gemi adlı şiiri bu motifin işlendiği en popüler edebi eserdir. Tanpınar’ın Rıhtımda Uyuyan Gemi’si, Cahit Sıtkı’nın Paydos’u, Necip Fazıl’ın Vapur’u, gemi metaforunu yukarıda bahsettiğimiz anlamda kullanılan diğer önemli şiirlerdir.

Postmodern sinemaya ve edebiyata baktığımız zaman ise gemi metaforu soyut ve ölüme yakın düşüncelerden uzaklaşarak daha politik bir anlama evrilir. Bu açıdan bakıldığında Sarmaşık filmi ve Amat romanı önemli iki eserdir. Konuları ve anlatım biçimleri birbirinden farklı olsa da her iki eserde de gemi metaforu iktidar mücadelesi açısından benzer bir şekilde işlenmiştir. Sarmaşık, 2015 yılında Tolga Karaçelik tarafından çekilen, başrollerini Nadir Sarıbacak, Hakan Karsak, Kadir Çermik ve Özgür Emre Yıldırım’ın paylaştığı bol ödüllü, politik bir film olarak karşımıza çıkar. Sarmaşık’ın konusu kısaca bir armatörün iflas edip ortadan kaybolmasının ardından, deniz hukuku gereği, denizin ortasındaki gemide kalan gemi çalışanları arasındaki hiyerarşik mücadeleyi, alegorik bir biçimde anlatıyor. Günlük hayatlarında vasat tipler olan bu gemiciler, iş teklifi geldiğinde kolay yoldan para kazanmanın güzel olacağını düşünerek bu işi kabul ederler. Fakat iş çığırından çıkınca özellikle de otoriteye karşıtlığın temsili olan Cenk, delirme noktasına gelir. Filmde gemi çalışanları politik konumları simgeler. Beybaba, iktidarı, otoriteyi temsil ediyor. Tıpkı Amat romanındaki Diyavol Paşa gibi. Emir-komuta zincirini yöneten bu iki kişi filmde ve romanda hiyerarşik düzenin zirvesinde yer alırlar. Beybaba’nın yanına aldığı İsmail ise İslami usullere göre yaşamayı tercih eden, dindar bir adamdır. Beybaba’nın en sadık adamıdır. Amat romanında ise Diyavol Paşa’nın tercih ettiği kişi Ali Reis’tir. Filmde otoriteye karşı çıkan ve sürekli sorgulayan karakter ise Cenk’tir. Amat’ta otoritenin karşısında Süleyman Paşa vardır. İktidar mücadelesinin yaşandığı gemi ise her iki eserde de hayatın kendisini yani maddi dünyayı simgelemekte veya arzu edilen nesne işlevini görmektedir. Fil ile roman her ne kadar birbirinden farklı eserler olsa da benzer alegori her ikisinde de kullanılmaktadır. Sarmaşık filminin ilerleyen olay örgüsündeki çatışmalar ve temsil edilen ideolojiler hakkında Alper Erdik’in şu tespiti önemlidir; “Kürt mü; hiç konuşmayan, iradesiz, ne denilirse yapan, herkese yakın, herkesten uzak bir gariban olarak anlatılıyor. Ağzı var dili yok, deniyor. Ezilen Kürt halkının bir mensubu olduğundan, her zamanki gibi ilk bedeli o ödüyor. Buhranlı bir anında, Cenk, evvela onu öldürüyor. Bütün bunlara dayanamayan, geminin mutfak sorumlusu Nadir ki, odasında sessizce bileklerini kesiyor. Cenk, İsmail’i yaralar ve Nadir intihar girişiminde bulunurken, gemide Kürt’ün de hayaleti dolaşıyor. Bununla başlayan gerçeküstü olaylar, İsmail ve Nadir’in yaralarından büyüyen ve gemiyi saran sarmaşıklarla devam ediyor… Kürt, Çingene; her şeye rağmen yaşamaya ve mücadeleye, sarmaşık simgesi üzerinden, devam ediyor. Bütün bunlar olurken, Beybaba, yani devlet ne mi yapıyor; kaptan köşkünde saklanarak bekasını sürdürmeye çalışıyor.”4 Görüldüğü üzere Sarmaşık filminin oluşturduğu alegorik katmanlar yoğun olarak tematik bir şekilde izleyicinin karşısına çıkıyor.

İhsan Oktay Anar’ın Amat romanındaki iktidar mücadelesi de Sarmaşık filmindeki mücadeleye paralel olarak ilerlemektedir. Tolga Karaçelik bu alegoriyi güncel, siyasi-politik düzlemde anlatırken, İhsan Oktay Anar eserini daha çok tarihsel ve dinsel temalar üzerinden anlatmıştır. Amat Osmanlı döneminde varlığını sürdüren bir gemidir. Bu geminin içinde farklı renklerde karakterler bulunmaktadır. Adeta Nuh’un gemisini andıran bu gemide herkesin temsil ettiği tarihi, dini ve mitolojik kişiler vardır. Bu temsil ile ilgili Aslı Yüksel’in tespitleri önemlidir; “Roman büyük ölçüde Diyavol ve Kırbaç Süleyman üzerinden kurgulanır. Amat gemisinin kaptanı olan Diyavol Paşa, kitaplarla ve değişik eşyalarla dolu bir odadan her şeyi kontrol eder. Gemide sadece Kırbaç Süleyman ve Nuh Usta ile görüşür. Ölümsüzlük konusunda oldukça meraklı ve bunun arayışında olan Kırbaç Süleyman Diyavol Paşa’nın kitaplarında bunun sırrını ararken dokunmaması gereken kara kaplı defteri açarak “Ruhunu Diabolos’a sat” (Anar 2014: 213) şifresini çözer ve Diyavol Paşa’nın isim benzerliğiyle şeytan olduğunu anlar. Savaş zamanlarında kaybolması, giydiği kıyafetler şeytan olmasına ima iken Süleyman’ın okuduğu kitap ile şifreyi çözmesi şeytan olduğunun ispatı olur.”5 Yine gemide Nuh Usta’nın gemi inşa etmesi Nuh Peygamber’in gemi inşasına benzer. Bu gibi alegorik unsurlar metnin bütününe yayılmıştır. Kurgu ise sürekli olarak Kırbaç Süleyman’ın kendini kanıtlayarak geminin baş kaptanı olma mücadelesi etrafında dönmektedir. Diyavol Paşa, tıpkı Sarmaşık’ın Beybaba’sı gibi sürekli emirler veren sert bir karakterdir. Saçma emirler vermekte ve sürekli olarak emirlerini uygulatmaktadır. Süleyman Paşa’nın ise tek bir gayesi vardır o da Diyavol Paşa’nın okumamasını ısrarla söylediği kitabı bulup okumak. Yasak elma metaforuyla ilişkilendirebileceğimiz bu unsur romanın iktidar-otorite mücadelesinin ana izleklerinden biridir. Kırbaç Süleyman da aynı Sarmaşık’ın Cenk’i gibi hiyerarşik düzenin en tepesinde bulunan kişiye boyun eğmeyerek direniş göstermektedir.

Özetlemek gerekirse, gemi metaforu Türk ve Dünya sanat tarihinde kendine oldukça geniş bir yer bulmuştur. Türk Edebiyatı’nın modernizm döneminde şiirlerde ölüm ile yolculuk, öteki dünyaya götüren vasıta gibi ölüme yakın anlamlar yüklenerek işlenmiştir. Bu dünya ise daha çok limana benzetilerek bir geminin yaklaşarak kişiyi alıp götürmesi üzerinden bir temsil alanı oluşturmuştur. Fakat postmodern sinema ve edebiyata baktığımız zaman gemi metaforu bu soyut ve uhrevi anlamından çıkarak otorite-iktidar-birey ilişkisini anlatan politik bir araca dönüşmüştür. Bu açıdan Sarmaşık filmi ve Amat romanı her ne kadar farklı türlerde eserler olsa da iktidar mücadelesi açısından birbirine benzer bir şekilde işlenmiştir. Bireyin otoriteye karşı çıkması, her iki gemide fantastiğe yer verilmesi, direnişi temsil eden karakterlerin yer yer akli dengesini yitirme aşamasına gelmesi bu iki farklı eseri birlikte incelenebilir kılmaktadır.

Bu yazı FikriSinema ekibine yeni katılan Enver Murat İnal tarafından kaleme alınmıştır.

1 Marmara Üniversitesi, Yeni Türk Edebiyatı, Yüksek Lisans Öğrencisi

2 Salim Çonoğlu, Şiirin Gemileri: Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Gemi, Türkbilig, 2008/16: 24-39

3 Salim Çonoğlu, a. g. e. s. 25

4 Alper Erdik, Bir Liberal Siyaset Masalı Olarak Sarmaşık Filmi, Eleştirel Kültür, 25 Ekim 2017

5 Aslı Yüksel, Amat Romanında Yeni Tarihselcilik, Söylem Filoloji Dergisi, Sayı 1, Haziran 2016

Kaynakça

ANAR, İhsan Oktay, Amat, İletişim Yayınları, 17. Baskı, İstanbul

ÇONOĞLU, Salim, Şiirin Gemileri: Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Gemi, Türkbilig, 2008/16: 24-39

ERDİK, Alper, Bir Liberal Siyaset Masalı Olarak Sarmaşık Filmi, Eleştirel Kültür, 25 Ekim 2017 GÖNÜLEŞEN, Nuray, Sarmaşık: Bir “Cenk” Hikayesi, BİA Haber Merkezi, 12 Aralık 2015

ÖRGEN, Ertan, Amat’ta Yapı Ve Simgeler, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 11, Sayı 19, Haziran 2008

ÖZGÜN, Ebru, İhsan Oktay Anar’ın Romancılığına Yeni Tarihselci Bir Yaklaşım, Doktora Tezi KARAÇELİK, Tolga, Sarmaşık, Film

YÜKSEL, Aslı, Amat Romanında Yeni Tarihselcilik, Söylem Filoloji Dergisi, Sayı 1, Haziran 2016

Diğer Yazılar: Enver Murat İnal
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir