2010’LARIN KIYIDA KÖŞEDE KALAN FİLMLERİ

2010’lar, ilk yılından son yılına kadar bilinçli bir şekilde takip edebildiğim ilk sinema dönemi oldu benim için. Lise yıllarımda başlayıp otuzlarıma dayandığım bu sinema serüveninde pek çok güzel film gördüm; bazen kalbim kırıldı ve filmlerdeki karakterlerle beraber üzüldüm, bazense kahkahalarımı tutamadım ve doyasıya güldüm. Envai çeşit duygu yaşadım; korktum, gerildim, içimde hissettiğim kıpır kıpır duygularla heyecanlandım ve hatta buz kesildim. İzlediğim her güzel filmin sonundaysa ağzımdan aynı kelimeler döküldü: sinema iyi ki var…

2010’lar sinemasında, her sinemaseverin sık sık andığı, dilinden düşürmediği başyapıtlar gördüm. Bu başyapıtların her biri benim de epey etkilendiğim filmler olsa da, bu derlemede daha kişisel bir şeyler yapmak istedim. İzlediğimiz hatta sevdiğimiz halde çok konuşamadığımız, pek nadir bahis konusu olan filmlere yer vermeye çalıştım. Derlemede yer verdiğim filmlerin belki de hiçbiri başyapıt değil, belki müthiş bir tesiri de olmayacak ilk defa izleyecek olanlarda, fakat her birinin sonunda, işte sinemadan istediğim tam olarak bu diyebildim ve kıyıda köşede kalmış, pek bilinmeyen bu filmleri sizlerle paylaşmak istedim. Lafı fazla uzatmadan antik galeriye başlayalım.

Diğer Yazılar: Metin Kaçar
Saatler
Bereketli topraklardan, karanlığın kalbine yolculuk. Kısa bir anlığına, adını dünya edebiyatına yazdırmış...
Devamını Okuyun
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir