MR. NOBODY

“Eğer patates püresi ile sosu karıştırırsan daha sonra ayıramazsın, sonsuza dek. Baba’nın sigarasından çıkan duman bir daha asla içine dönmez. Geri dönemeyiz. Seçmek, bu yüzden zordur.”

Seçmek ve bu seçimle bir ömür boyu yaşamak! Ya da diğer olasılıklarla hem bu evreni hem de paralel evreni yaşamak. Verilmiş kararları uygulamak ya da kararsızlıklar arasında boğulmak; sonucunda evrenler arasında sıkışıp kalmak…

Seçimler, kararlar ve/veya kararsızlıklar üzerine çekilmiş baştan sona takibi zor, bir o kadar da keyif veren, derin düşüncelere sokan, hamuru felsefe ile yoğrulmuş derin düşünceler yapıtı: Mr. Nobody!

“Seçim yapmadığın sürece, kalan olasılıkların hepsi mümkündür.”

9 yaşında annesi ile babasının ayrılığın eşiğine gelmesiyle bir karar vermesi gereken Nemo, bu kararını ikisi ile birlikte kalma yönünde kullanır, hem de ayrı hayatlar sürerken… Annesiyle kaldığında süreceği yaşam ve hayatının aşkı bir taraftan, babasıyla kaldığında tanışacağı aşkı, işi, hayatı diğer taraftan önümüze seriliyor. Nemo’nun kararlarını kader olgusuyla ele alan film; bir yaprağın bir hayatı ne kadar değiştirebileceğini, bir yağmur damlasının tüm planları nasıl at üst edebileceğini, ama alt üst oldu dediğimiz hayatın da nasıl başka ve tahmin edemeyeceğimiz bir hayata yelken açabileceğini gösteriyor.

“Hayatım hava yastıklarıyla emniyet kemerleri arasında sıkışmış kalmış. Bu noktaya ulaşmak için her şeyi yaptım, ulaştım da ama sıkıntıdan ölüyorum. En zoru hala hayatta olduğumun farkında olmam.”

Geçmişi, günümüzü ve geleceği aynı anda ele alan, hem de bu üç zaman içinde Nemo’nun paralel evrendeki hayatını da sergileyen Mr. Nobody, üstünden kalkması zor bir yükün altına giriyor. Zira, zaman geçişlerinde izleyiciyi filmde tutarken, evren geçişleri ile de hangi evrenin hangi zamanda gerçekleştiğini aktarmak kolay olmasa gerek. Ancak gerek filmin yazarı ve yönetmeni Jaco Van Dormael, gerekse Nemo’nun çocukluk çağını canlandıran Thomas Byrne, ergenlik çağını canlandıran Toby Regbo ve gençlik ile yaşlılık çağını canlandıran Jared Leto ve diğer neredeyse tüm oyuncuların harikulade performansı izleyenlerin filmden bir an bile kopmamasını sağlıyor.

Yazının başında da bahsettiğim gibi film de küçük olgular üzerine derin felsefi anlamlar yüklenmiş durumda. Dünyanın bir ucunda yapılan ufak bir hamlenin, diğer ucundaki bir başka kişinin hayatında ne denli değişikliklere yol açabileceği bu küçük fakat bir o kadar derin olgular üzerinden hareketle perdeye aktarılmış durumda.

Filmi izlemeye ilk başladığınızda biraz sıkılabilirsiniz, ancak kendinizi filme dahil edip izlediğinizde pek çok sahneye gösterilenden fazlasıyla anlam yüklemeniz mümkün. Film size boyaması tamamlanmış bir boya kitabı sunuyor, ancak boya kalemleri hala sizin elinizde. Kitabı açıp, tekrar boyamak, yeni anlamlar yüklemek sizin elinizde…

Yoğun bir filmografisi bulunmayan filmin yazarı ve yönetmeni Jaco Van Dormael, 1996 yılındaki son filmi “8. Gün” den 13 yıl sonra Mr. Nobody ile güzel bir geri dönüş yapmış gözüküyor. filmin başrollerinde ise büyük bir hayranlıkla izlediğim Jared Leto’nun yanı sıra Sarah Polley ve Diane Kruger bulunuyor.

Vaktinizin bol olduğu biz hafta sonunda, zihninizi boşaltıp odaklanarak izlemenizi tavsiye edeceğim güzel bir film: Mr. Nobody! İyi seyirler efendim…

Diğer Yazılar: Mustafa Emre Şeyh Ahmet
Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir